Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alman İdeolojisi

Karl Marx

En Beğenilen Alman İdeolojisi Gönderileri

En Beğenilen Alman İdeolojisi kitaplarını, en beğenilen Alman İdeolojisi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Alman İdeolojisi yazarlarını, en beğenilen Alman İdeolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toplumsal hayatın tamamı, özünde pratiktir. Teoriyi mistisizme götüren bütün sırlar, ussal çözümlerini insan pratiğinde ve bu pratiğin kavranmasında bulur.
Filozoflar, çeşitli şekillerde sadece dünyayı yorumladılar; oysa mesele onu değiştirmektir.
Reklam
Sezgileyen materyalizmin, yani duyumsallığı pratik etkinlik olarak kavra­mayan materyalizmin ulaştığı en yüksek nokta, tek tek bireylerin ve burjuva toplumunun sezgisidir.
Kent aslında zaten nüfusun, üretim araçlarının, sermayenin, zevklerin ve ihtiyaçların bir merkezde toplanması olgusudur. Oysa kır açısından bunun tam tersi söz konusudur: İzolasyon ve dağınıklık. Kent ile kır arasındaki karşıtlık ancak özel mülkiyet çerçevesi içinde var olabilir. Bu karşıtlık, bireyin iş bölümüne, kendisine dayatılan belirli bir faaliyete tabi kılınmasının en keskin ifadesidir.
Modern devlet –burjuvazinin egemenliği– emeğin özgürlüğüne dayanır.
Yani, başka şeylerin yanı sıra düşünürler olarak, düşünce üreticileri olarak da onlar egemen olurlar, kendi çağlarının düşünce üretimini ve bu düşüncelerin yayılmasını düzenlerler. Yani açıktır ki, onların düşünceleri, dönemin egemen düşünceleridir. Örneğin, kraliyetin, aristokrasinin ve burjuvazinin birbirleriyle egemenlik mücadelesi verdiği, dolayısıyla egemenliğin bölünmüş olduğu bir devirdeki bir ülkede, kuvvetler ayrılığı öğretisi, egemen düşünce haline gelir ve "ölümsüz bir yasa" olarak ifade edilir.
Reklam
komünist için sorun, mevcut dünyayı devrimci bir biçimde değiştirmek, bulmuş olduğu duruma hücum etmek ve onu pratik olarak değiştirmektir..
Pratikten yalıtılmış dü­şüncenin gerçekliği ya da gerçek dışılığı üzerine yürütülen tartışma, tamamıyla skolastik bir sorundur.
Hegelci felsefe her şeyi düşüncelere, Kutsal'a, heyulaya, tine, tinlere, hayaletlere dönüştürdü. "Stirner" işte bunlarla dövüşecek, onları hayalinde alt edecek ve onların cesetleri üzerinde "kendi" "biricik", "cismani" imparatorluğunu, "tam tekmil er kişi"nin imparatorluğunu kuracak. "Çünkü savaşımız etten kemikten insanlara karşı değil, hükümdarlara ve zorbalara, bu dünyanın karanlığında hükmeden efendilerine, göklerin altındaki kötü ruhlara karşıdır." (İncil; Efesliler 6:12) Şimdi "Stirner" "çizmelerini ayağına geçirmiş" düşüncelere karşı savaşa atılmaya "hazır" durumdadır. "İnanç kalkanını" "almasına" gerek yok, çünkü onu hiç elinden bırakmadı. Uğursuzluk "miğferi"ni başına geçirip tinsizlik "kılıcını" kuşanan (karşılaştırınız: age) Stirner savaşa gidiyor. "Kutsal'a savaş açmasına" "izin verildi", ama onu "alt etmesine" değil. (İncil; Vahiy, 13:7)
İşte, özel ve ortak çıkar arasındaki bu çelişkiden hareketle ortaklaşa çıkar, devlet adı altında, gerçek bireysel ve ortaklaşa çıkarlardan ayrı, bağımsız bir biçim alır ve aynı zamanda yanıltıcı bir ortaklık görünümü altında, fakat daima kan bağı, dil, daha büyük ölçekli iş bölümü ve diğer çıkarlar gibi her aile ve kabile topluluğunda mevcut olan bağların somut zeminine dayanan, özellikle de ileride geliştireceğimiz gibi, zaten iş bölümü tarafından koşullanmış bulunan ve bu türden her insan yığını içinde ayrışan ve aralarından birisinin bütün diğerleri üzerinde egemenlik kurduğu sınıflara dayanan bir biçim alır. Bundan çıkan sonuç, devlet içindeki tüm mücadelelerin, demokrasi, aristokrasi ve monarşi arasındaki mücadelenin, oy hakkı uğruna verilen mücadelenin vb. vb., farklı sınıfların birbirlerine karşı yürüttüğü gerçek mücadelelerin büründüğü yanıltıcı biçimlerinden başka bir şey olmadığıdır.
788 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.