Bir proletarya romanı...
Eser, işçilerin yaşadıkları zorluklara karşı direnişini ve örgütlenmesini anlatmakta. Sosyalizmin veya devrimci ruhun bu kadar ayrıntılı ve derin anlatıldığı başka bir eser yoktur bana göre. Kitap aslında tam bir öğreti; hedef, birlik-beraberlik, örgütlenme, ortak amaçlar, cesaret, fedakârlık, uyanış, aydınlanma, işçi sorunları, işçi hakları ve daha nice kavramı ele almakta.
Karakterlerden Pavel ve Pavel'in yolundan giden annesi Pelagaya, direnişin sembolü haline gelmiş ve birçok yüreğe ışık ve umut olmuştur. Korkunun ve endişenin yerini nasıl cesarete ve fedakârlığa bıraktığını göstermişlerdir. Sonucu ne olursa olsun gerçekleri savunmanın ve doğru bildiğin yoldan ilerlememin önemini vurgulamışlardır.
Kitap fikir ve ideoloji üzerine kurulu olduğu için olaylar yavaş ilerliyor. Bu da kitabı okumayı zorlaştırıyor. Yavaş okumuş olsam da çok beğendiğim bir Gorki eseri oldu. Zaten Ana'yı bilmeyen duymayan yoktur. Benim de hep okumak istediğim ama beklettiğim bir eserdi. Bugüne kısmetmiş.