Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözlü Kültür'den Yazılı Kültür'e

Anlam'ın Tarihi

Dücane Cündioğlu

Anlam'ın Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Anlam'ın Tarihi sözleri ve alıntılarını, Anlam'ın Tarihi kitap alıntılarını, Anlam'ın Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kur'an, içerdiği mesaj ve hükümler itibariyle tüm insanlık ve tüm zamanlar için rahmettir, şifadır, yol göstericidir.
Sayfa 6
İslam geldiğinde yazı yazmayı bilenlerin sayısı, Mekke'de Kureyş'den 17, Medine'de ise Evs ve Hazrec'den 11 kişiydi.
Reklam
Önceki alimlerden herhangi biri vefat edeceği zaman, kitaplarını imza eder veya imha edilmelerini vasiyet ederdi. Bunu da belki bu kitaplar, içlerindeki ahkamı bilmez liyakatsiz kimselerin eline geçer de onlarda buldukları her şeyi zahirine hamleder veya bir şeyler ekleyip çıkarırlar da sonra bunlar o kitapların asıl yazarına nisbet edilir korkusuyla yaparlardı
Kur’an’ı anlamak demek, bir dili (lisanı), dilde, dille ifade edilmiş bir sözü (kelamı) anlamak demektir.
Geçmiş bilinmedikçe, geçmişte olup bitenler nazar-ı itibara alınmadıkça, muhkem bir gelecek kurulabilir mi?
Sayfa 156
Heidegger “Was ist Metaphysik” (metafizik nedir?) adlı eserinin girişinde, Descartes’in “Bütün felsefe, kökleri metafizik, gövdesi fizik, bu gövdeden çıkan dalları da öbür bilimlerin hepsi olan bir ağaç gibidir” şeklindeki benzetmesini zikreder. Bu benzetmeye bağlı kalarak soruyoruz: Felsefe ağacının kökleri hangi topraktadır? Bu kökler ve onların sayesinde de ağaç, kendilerini besleyen özsuyu ve gücü hangi temelden alırlar? Hangi unsur ağacın taşıyıcı ve besleyici köklerini, temelde ve toprakta gizlenerek saçak saçak örer? (Heidegger-1991:7) Bu felsefe ağacı nerede durmaktadır? Heidegger bu suali sorduktan sonra, cevabını da kendisi vermeye çalışacaktır. Bu ağacın tutunduğu toprak varlıktır, felsefe ağacının kökleri olan metafizik, varlık denen zemine oturur. Varlıkta kök salar. Bu cevap karşısında insan aklına “Peki varlık nedir?” “Bu varlık nerede durur?” “Varlık anlamını nasıl kazanır?” gibi sualler gelmektedir.
Reklam
Anlam hep tezahür eder, her zaman bir şimdi içerisinde var olmaya başlar ve varlığını hep bu şimdi(ler) içerisinde gerçekleştirir. Şimdi anlamın var olma imkanıdır.
Anlama sorunlarının Kur’an’ın kendisinden değil, muhataplarından kaynaklanıyor olması iktiza eder.
Talebe bir üstaddan ders aldığında, ilmin bu şekildeki bir hiyerarşiye tâbi olması, onun kendisini tarihî bir zincirin son halkası olduğunu hissetmesini sağlıyor, meclis kurup kendi talebelerine ders vermeye başlayınca da böylesine devâsa bir ilim geleneğini arkasına aldığını biliyordu. Binaenaleyh metin, şerh, haşiye, talik, talik’ut-talik gibi yazım türlerinin kıymeti, bu ilim geleneği nazar-ı dikkate alınmaksızın yeterince takdir edilemez ve bunların özgünlükten yoksun, lüzumsuz tekrarlar olduğu zannedilebilir. Özgünlük tartışmaya açık, netameli bir kavram olmakla birlikte, şu kadarını söyleyelim ki hoca-talebe ilişkisinden bî-haber olan, bir âlimin dizinin dibine oturmanın, çeşitli metinleri çeşitli âlimlerden almanın, bir hiyerarşiye dahil olmanın değerini bilmeyen modern okurun, "metin ve hoca merkezli" bu ilim geleneğini, kendi içinde bulunduğu yapıyı esas alarak yargılaması, hatalı neticelere varması için yeterlidir.
Sayfa 113Kitabı okudu
İlim ehlinin belli bir yerde duruyor olması, onları, tevarüs ettikleri zaviyeden hareketle karşıt görüşleri eleştirip kendi durdukları yeri tahkim etmeye itti.
Sayfa 103
197 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.