İnsanın sevdiklerini kaybetmesi nasıl bir duygudur?
Kaybedip bir daha izine bile rastlayamamak?
Anne, baba, kardeş, amca, kuzen, dede, anneanne, babaanne, dayı. Birini kaybedince nasıl da üzülür insan. Peki ya onlardan koparılıp, yabancı birileri, yabancı bir dil, din, külturle büyümek zorunda olmak? Başka bir isimle, kimlikle bir başkası olmaya zorlanmak? Yıllarca bu acılarla yaşamak. Yıllarca özlemle yaşamak. Aceba öldüler mi? Yaşıyorlar mı? Neredeler? Ya da nerede öldurulduler/ölduler?
İnsan gördüğü onca vahşete rağmen delirmedende yaşayabiliyor ama acı icinde, ozlemle hep eksik kalarak. İçlerine gömüp sakladıkları onca acı hatıralarla sır gibi sakladıkları acılar, kimlikler ve geçmişleriyle kim bilir kaç tane anneanne, babaanne, dede aramızda sessizce yaşayıp göçüp gidiyor. Kitap Avukat Fethiye Çetin'in çok sevdigi Seher ama asıl adı Heranuş olan anneannesinin anılarının anlatımlarıyla oluşmuş. Heranuş'un bir dilegi bir temennisi vardı anarken geçmisi boyle anardı. "O Günler Gitsin Bir Daha Gelmesin".