"Gerçekten sevmek" nasıl bir şeydi acaba? İnsan bunu anlayabilir miydi, yoksa anladığını düşündüğü her durum bir yanılgıdan mı ibaretti? Aşk denilen şey, herhangi bir yakınlığın özel vurgular katılarak abartılması mıydı?
"Demek aşka inanmıyorsun? Sence aşk yok mu?"
"Evet yok. Çünkü insanlar aşık oldukları zaman akıllarında kalan tek şey kendilerine yapılan övgülerdir. O halde aşk, bizi yücelten kişiyi kışkırtmaktan başka bir şey olamaz. Aşk dolu bir geceden sonra aklımızda kalan tek şey 'onun beni ne kadar sevdiği' sorusudur. Aklımıza gelen ilk şey 'onu ne kadar sevdiğimiz' olsaydı belki aşka inanabilirdim."