Öne Çıkan Ben Ozzy Gönderileri

Öne Çıkan Ben Ozzy kitaplarını, öne çıkan Ben Ozzy sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ben Ozzy yazarlarını, öne çıkan Ben Ozzy yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Okulda beni dövmeyen tek çocuk Tony Iommi'ydi. Benden bir sınıf üstteydi ve herkes onu tanırdı, çünkü gitar çalıyordu. Beni hiç dövmedi, ama yine de ondan korkardım: Benden iriydi, yakışıklıydı ve tüm kızlar ondan hoşlanırdı. Üstelik onu kimse dövemezdi. Adamı yere seremezdiniz. Benden büyük olduğu için birkaç kez hayalarımı tekmelemiş ya da sopayla vurmuş olabilir, ama daha fazlası olmamıştır. Okulda onunla alakalı olarak en iyi hatırladığım şey, yılbaşı hediyelerimizi okula getirmemize izin verdikleri gündür. Tony parlak kırmızı elektro gitarını getirmişti. Hayatımda gördüğüm en havalı şey olduğunu hatırlıyorum. Daima bir enstrüman çalmak istemişimdir, ama ne ailemin bana bir tane alacak parası oldu ne bende öğrenecek sabır. Bendeki dikkat süresi beş saniyeydi. Ama Tony gerçekten iyi çalıyordu. İnanılmazdı, tam da o yetenekli tiplerden biriydi; bir gayda verseniz birkaç saat içerisinde size bir blues riffi çalmayı öğrenirdi. Okuldayken Tony Iommi'nin ileride ne olacağını hep merak ederdim. Ama yollarımızın tekrar kesişmesi için birkaç yılın daha geçmesi gerekiyordu.
Sayfa 35 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Ama en azından karar vermiştim, büyüyüp çocuk sahibi olduğumda onlara, "Herhangi bir probleminiz olduğunda annenize ya da babanıza gelmekten korkmayın. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu biliyorsunuz, eğer herhangi birisi hoşlanmadığınız bir biçimde vücudunuza dokunacak olursa bize söylemekten çekinmeyin", diyecektim. İnanın eğer çocuklarımdan herhangi birine böyle bir şey yapıldığını öğrenirsem kan çıkar.
Sayfa 34 - pegasusKitabı okudu
Reklam
Okulda bir Romeo sayılmazdım kızların çoğu deli olduğumu sanırdı- ama bir süre için Jane adında bir kız arkadaşım oldu. Yolun yukarısındaki kızlar okuluna gidiyordu. Onun için deli oluyordum. Fena hâlde. Ne zaman onunla buluşacak olsak, önce okuldaki erkekler tuvaletine gider, saçımı sabunla arkaya yatırırdım; bu yüzden kız havalı biri olduğumu düşünüyordu. Ama bir gün yağmur yağmaya başladı ve ben kızın yanına vardığımda kafam köpük banyosu gibi görünüyordu, tüm o sabun alnımdan gözlerime akıyordu. Bana sadece bir kere baktı ve, "Sen ne halt ediyorsun?" dedi. Terk edildim. Anında. Kalbim fena hâlde kırılmıştı. Birkaç sene sonra onu Aston'daki bir kulüpten çıkarken gördüm, yüzünden düşen bin parçaydı. Acaba onu bu kadar üzen neydi?
Sayfa 42 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Ama en azından karar vermiştim, büyüyüp çocuk sahibi olduğumda onlara, "Herhangi bir probleminiz olduğunda annenize ya da babanıza gelmekten korkmayın. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu biliyorsunuz, eğer herhangi birisi hoşlanmadığınız bir biçimde vücudunuza dokunacak olursa bize söylemekten çekinmeyin," diyecektim. İnanın eğer çocuklarımdan herhangi birine böyle bir şey yapıldığını öğrenirsem kan çıkar.
Sayfa 34 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Bay Oldham'ın bana güzel bir şey söylediği tek an, büyük çocukların akvaryuma deterjan dökerek okulun balığını öldürmeye çalıştıklarını ispiyonladığım zamandı. Hatta bana bir toplantıda övgüler yağdırmıştı. "John Osbourne sayesinde," demişti, "bu âdi işi yapan haini yakaladık." Bay Oldham'ın bilmediği şeyse akvaryuma deterjan dökerek balığı öldürmeye çalışanın ta kendisi olduğumdu; tam işin ortasında vazgeçmiştim. Akvaryumdaki tüm o kabarcıklar için herkesin beni suçlayacağını biliyordum, çünkü her şey için beni suçluyorlardı, bu nedenle önce ben birisini suçlarsam yaptığımın yanıma kâr kalacağını düşündüm. İşe de yaradı.
Sayfa 33 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
1948 yılında doğdum ve Lodge Caddesi'ndeki sıra evlerden 14 Numara'da büyüdüm. Babam John Thomas, Witton Lane dek GEC fabrikasında, gece vardiyasında alet tamircisi olarak çalışıyordu. Herkes ona Jack diyordu; bu o zamanlar nedense John adı için sıkça kullanılan bir lakaptı. Bana sık sık savaştan bahsederdi; 1940'ların başlarında Gloucestershire'daki King's Stanley'de çalıştığı zamanlardan mesela. Almanlar, seksen kilometre ötedeki Coventry'nin altını üstüne getirmek için her gece bomba yağdırırmış. Havadan öyle güçlü patlayıcılar ve paraşüt mayınları bırakırlarmış ki, patlamaların yarattığı aydınlık sayesinde babam karartma sırasında bile gazetesini okuyabiliyormuş. Çocukken bunun nasıl ağır bir yük olduğunu anlayamazdım. Düşünsenize; insanlar sabah olduğunda evlerinin temelleri üzerinde durup durmayacağını bilemeden uykuya dalıyorlar.
Sayfa 24 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
93 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.