Merhabalar :) Bugün, Mustafa Kutlu'nun "Beyhude Ömrüm"adlı eseriyle geldim. Bu, yazarımızdan okuduğum üçüncü kitaptı ve ben yine gözyaşlarımı tutamadım bazı yerlerde. Mustafa Kutlu'nun o insanı sarıp sarmalayan güzel kalemi, sıcak üslubu insanın içinde bir yerlere, taa yüreğine dokunuyor.
Kitabı (geçen sefer olduğu gibi )okurken hep kendi köyümü, rahmetli dedemi ve babaannemi düşündüm. Ve sonlara doğru da, belki kendi anılarım da gözümde canlandığından çok duygulandım. Kitabın başkahramanının koskoca bir kayayı yerinden söküp, orada bir bahçe oluşturma hayali, dedemin ve babaannemin köyümüzde bir bahçe, bağ yapmalarını canlandırdı gözümde. Her köye gidişimizde oraya mutlaka giderdik. Sebzeleri sulardık. Yanımıza atıştırmalık bir şeyler alıp orda yerdik. Bazen de yeni olmuş bir salatalığı ya da domatesi yedirirdi babaannem bize. Öyle güzeldi ki bu hisler. İşte o sebze ve meyvelerin kokusunu almış gibi oldum kitabı okurken de. Aslında bu kitap şehrin köye galip geldiği bir mücadeleyi, bir göç sürecini ve boşalan köylerimizi de anlatıyor. Kitap bittiğinde boğazınızda bir düğümle kalıyorsunuz öylece. Kısacası çok beğendim. Ve diyorum ki; bu kitabı herkes okumalı. Şimdilik bu kadar. Sanatla, kitapla ve sevgiyle kalın dostlar.