Bilgi Felsefesi

A. Kadir Çüçen

En Eski Bilgi Felsefesi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Bilgi Felsefesi sözleri ve alıntılarını, en eski Bilgi Felsefesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
kant'ın eleştirel kuşkuculuğu bize deneyimlerimizin ötesinde var olan gerçekliğin bilinemeyeceğini de göstermiştir; çünkü insan zihni ancak kendisine duyarlık yoluyla gelen deney görüleri üzerinde bilgisel etkinlikte bulunabilir. o halde, bizim dışımızda var olan gerçek nesneleri, görülerimizin kapasitesi ölçüsünde biliyoruz. görülerimizin dışında kalan asıl gerçekleri bilmiyoruz. görülerimizin dışında kalan gerçekliğe kendinde-şey diyen kant, kendinde-şeylerin deneye açık olmadığı için bilgi nesnesi olmadığını, deneye açık olan şeylerin görünüşler olduğunu söylemektedir. kant'ın eleştirel kuşkuculuğu, kendinde-şey ve görünüş (fenomen) ayrımını ortaya koyarak insan zihninin bilme sınırlarını ortaya çıkartmıştır.
uygunluk ancak zihnin bilme yetileri çerçevesinde gerçekleşir. uygunluk düşüncenin kendini bilme yetilerine uygunluğudur; gerçeğe uygunluğu değildir. bu konu kant'ın fenomen-numen ayrımı göz önüne getirildiğinde daha da açık olur. kant'a göre, bilen özne, ancak anlığın kategorileri ve olanaklı deneyin algıları eşliğinde fenomenleri bilebilir; olanaklı deney algıları dışında kalan numenleri bilemez. bilen öznenin bildiği bilginin doğruluğu ise kendi bilme yetilerinin sonucu oluşturduğu yargıların fenomenlere uygunluğu ile sağlanır.
Reklam
tümel uzlaşım doğruluk kuramına göre, doğa bilimlerinde ortaya konulan yasaların evrensel, mutlak ve değişmez olduğunu söylemek imkansızdır. dış nesnel dünyayı açıklamak için öne sürülen, tüm hipotezler ve yasalar aslında doğayı daha iyi anlamak ve kavramak için oluşturulan ortak ifade ya da uzlaşım şekilleridir. doğa bilimlerinin öne sürdüğü yasalar, gerçekliğin kendisini değil, bizim gerçekliği nasıl görüp algıladığımız üzerine oluşturduğumuz ortak görüşlerdir. bu nedenle, doğa yasaları da değişebilen ve yerine daha doğru açıklamalar yapan yasaların konulabileceği yasalardır.
temel inançların epistemolojik açıdan gerekçelendirilmeleri ve bilgi statüsünü elde etmeleri için başka inançların desteğine ihtiyaçları yoktur. imtiyazlı olan bir epistemolojik statüye sahip bu inançlar, kendiliğinden gerekçelidir. sujenin bu inançlara sahip olması, onlara gerekçeli olarak inanması ya da onları bilmesi için yeterlidir. diğer bütün inançların gerekçesi ve destekleyicisi, doğruluğu apaçık olan yani çıkarımsal olmayan bu altyapı inançlardır.
hegel'e göre, doğru bilgi en temeldeki ilkeden kalkarak elde edilemez, çünkü en temeldekini doğrulayacak veya yanlışlayacak bir başka ilkenin olması gerekir. bu nedenle bilgi bir tür süreçtir, çünkü bilgi, mutlak tin'in kendisini gerçekleştirme devinimindeki süreçte ortaya çıkar. böylece doğru bilgi, temelci yaklaşımla ancak kendisinin bir kısmını ortaya koyar. doğru bilginin tümelliği, mutlak'ın kendisini fark etme sürecini veren bu sistemde anlaşılabilir.
aristoteles'e göre, platon öğretmeni sokrates'in ahlaki erdemlerin değişmez form öğretisinden etkilenmiştir. örneğin, adalet duyular dünyasında tam ve mükemmel olarak bulunmadığından adaletin ideal varoluşunu temellendirmek için böyle bir duyular-üstü, idealar dünyasını kabul etmeliydi; çünkü adaletin değişmez bir varlığı olduğunu gösterebildiği sürece duyular dünyasında standart bir yargıdan ve adaletten bahsetmek olanaklı olabilirdi.
Reklam
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.