Yazardan daha önce Daisy Miller eserini okudum. Daisy, toplumdaki beklentilere göre değil kendi özgür düşüncesine göre yaşamayı seçerken, bu eserde tam aksi bir karakter ile karşılaşıyoruz.
Isabel, babasının ölümünden sonra teyzesinin onu davet etmesi üzerine İngiltere'ye gelmesi ve buradan da Güney ülkelerine yaptıkları yolculuklar esnasında tanıştığı kişiler ile birlikte, verdiği kararın onu nasıl bir duruma sürüklediğini okuyoruz.
Öncelikle yazarın sıklıkla yaptığı bir eleştiri gözümüze çarpıyor, İngiltere ve Amerika'nın toplumsal yaşantısının çatışması. Dönemin kadin ve erkek psikolojisini, yapılan evliliklerin altında yatan nedenleri, toplumsal yasantida önem kazanan beklentilerin kişilerin seçimlerine etkisini ilmek ilmek işlemiş yazar.
Her çeşit kişilikte incelikli düşünülmüş karakterler var ancak benim burada özellikle Isabel'in Amerikali arkadaşı çok ilgimi çekti.
Çatışmalar, entrikalar, beklentiler ve hayal kırıklıkları ile gizemli olaylarla merak duygusu oluşturma çabasında olsa da yazar, hikaye oldukça dingin ilerliyor. Yazarın üslubu oldukça akıcı. Klasik okuyan her okuyucunun sevecegi bir donem romanı. Keyifle okudum.
