Bu defteri alalı bir hafta oluyor; daha bir şeycikler yazamadım. Günlük tutmaya kalkışmak kendimi önemsemek gibi geldi bana. Çünkü ancak önemli kişiler, sözgelimi yazarlar, düşünürler, generaller günlük tutarlar. Sonra onlar yayımlanır. Herkes de okur. Ben önemsiz, herhangi bir insanım: Eski bir bankacı...
Bu paragrafla giriş yapılmış Mehmet Taşçı'nın hayatına...
Bu eserle bir kez daha anladım ki; biyografik eserler, günlükler beni derinden etkiliyor. Bu okumaların derinliği ve hazzı bir başka oluyor.
Canım Selçuk Baran'ın okuduğum yedinci eseri. Yazarla kurduğunuz bağ, eserlerinden daha da etkilenmenizi sağlıyor kesinlikle...
Kimdir? Bir Solgun Adam...
Emekli bankacıdır; kâh " Aylak Adam"dır, kâh "Oblomov"dur... Naifdir, ince düşüncelidir, kırılgandır, tembeldir, umursamazdır bazen, bazen çok konuşur ya da konuştuğunu zannedip susar, iyi bir suskundur...
Suskularını döktüğü günlükleri biraz tanımanızı sağlar Bir Solgun Adam'ı...
Aşık olur duygularını açamaz, karşılık bulamamaktan ya da rutine düşmekten korkar; günlerce evden çıkmaz, yıllardır kahve içtiği fincanı değişince allak bullak olur, içindeki yaşama bezginliğini geçirmek için alıp başını gider. Gider mi bezginliği? Hayır! Daha çok susar... "Bir Solgun Adam",olur, "Bir Suskun Adam"...
Yazılır daha çok şey yazılır eser hakkında, ama siz okuyun derim, tanışın Mehmet Taşçı'nın suskularıyla, kitaplarıyla, Dürnev Hanım'la, Nevin'le, Sadık Bey'le... Düşünüp de söyleyemedikleriyle...
Kendimizden bir şeyler bulduğumuz satırlarıyla Selçuk Baran'ın... Sevgiyle