Bitmeyecek öykü, keşke çocukken okusaymıştım dediğim ender kitaplardan biri oldu. İlk başta masum bir çocuk masalı gibi görünse de ana karakter Bastian ile çıktığınız uzun yolculukta aslında çok derin bir felsefe buluyorsunuz. Kitap, insanın geçici içi bos dileklerinden kalbinde yatan gerçek dileğe nasıl ulaşılacağını masalsı bir dille gösteriyor. Özellikle kitabın sonlarına doğru sadece çocukların değil yetişkinlerin de zaman zaman unuttuğu bir şey fark ediyoruz: sevmeyi sevebilmek.
İlgisiz bir baba, zorba okul çevresi ve annesinin kaybıyla Bastian kendini hiçbir yere ait hissedemez ve aradığı huzuru kitaplarda bulur. Kendisi de iyi bir hikaye anlatıcısı olan Bastian'ın hayatı, bir gün bir kitapçıdan çaldığı kitap ile tamamen değişir. Sıradışı olan bu kitapla Fantazya evreninde sihirli bir yolculuğa çıkan Bastian, Çocuk Kraliçe'nin işaretini taşıyarak yeni arkadaşlar ve deneyimler edinir. Bastian aynı zamanda Fantazya'da geçirdigi süre boyunca kendisine sunulan dilek haklarını kullanarak asıl isteğini aramaya çalışır. Iyi dileklerin yanında kötülerini de keşfeder ve zorlu yollardan geçerek önce sevilmeyi sonra sevmeyi öğrenir.
Zaman zaman kitabın içine girme isteğiyle okuyacağınız bu macera, size unuttuğunuz çocuksu taraflarınızı tekrardan hatırlatabilir.