''Kavram kargaşası, basmakalıp Freudcu yorumlar, hastalıklı duyarlıklar, hoşgörüler İstemiyoruz. Baskıcı baskıcı olarak, kurban da kurban olarak kalır: Birinin ötekinin yerine geçmesi olanaksızdır.''
''Aşağılanmanın onarılması mümkün değildir: Bu duygu varlığını zaman içinde sürdürür ve İnanmamız gereken öç alma tanrıçaları Erinys'ler, yalnızca İşkencecinin peşine düşmekle kalmaz (insanların verdiği cezanın yardımıyla bunu gerçekten yapıyorlarsa tabii), İşkence göreni huzurdan yoksun bırakarak, İşkencecinin yaptığı eylemi sürdürürler.''
Aynı zamanda barbarlığa geri dönüşü imliyordu ve Ortodoks Yahudiler açısından bu yönüyle de çok rahatsız ediciydi; gerçekten de, Yahudileri "barbarlar"dan ayırt etmek amacıyla dövme Musa'nın yasasınca yasaklanmıştır.
Tevrat (Levililer 19:28)
Hitler Almanya'sında kışla yasasıyla davranış biçiminin, geleneksel ve "burjuva" yaşam tarzının yerine geçirilmesinin hedeflendiği izlenimi uyanıyor: Anlamsız Drill şiddeti, 1934 yılından başlayarak eğitim alanını işgal etmeye başlamış ve Alman halkının kendisine karşı uygulanır olmuştu. Belli bir haber ve eleştiri özgürlüğü olan o dönemin gazetelerinde, askerlik-öncesi alıştırmalar çerçevesinde ergenlik çağındaki erkeklerle kızlara çok yorucu yürüyüşler yaptırıldığı belirtiliyor: Sırtlarında çantalarıyla, gecikenlere hiçbir biçimde acıma gösterilmeksizin, günde 50 kilometreye varan yürüyüşler. Bu yürüyüşlere karşı çıkma cesaretini gösteren anne babalar ve doktorlara siyasal yaptırım tehdidinde bulunuluyordu.
...ileri sürdükleri mazeretler ile neden oldukları acı ve ölümün niteliği arasındaki dengesizliği görmüyor olamazlar. Yalan söylediklerini bilerek yalan söylüyorlar: Kötü niyetliler.
...bir hiç yerine konmanın getirdiği bulantı da asla yok olmaz. Yüze atılan ilk tokat ile parçalanıp, daha sonra işkenceyle yok edilen insanlığa güven duygusu bir daha kazanılamaz.
Bizde yer etmiş anılar taşa kazınmış değildir; yılların geçmesiyle birlikte yok olmaya yüz tutmakla kalmaz, çoğu zaman değişir, hatta tuhaf çizgileri kendilerine katarak büyürler.