Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Büyük Bilimsel Deneyler

Rom Harre

Büyük Bilimsel Deneyler Sözleri ve Alıntıları

Büyük Bilimsel Deneyler sözleri ve alıntılarını, Büyük Bilimsel Deneyler kitap alıntılarını, Büyük Bilimsel Deneyler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gün ve ay isimleri nereden geliyor? Tavla oynayanlar Farsça altıya kadar saymasını bilirler (yek, du, se, cihar, penç, şeş). Şimdi de yedi sayısını öğreniyoruz. Farsça yedi 'heft' dir (veya hefte). Yedi günlük 'hafta' ismi de buradan alınmıştır. Halen Türkçe'de kullandığımız gün isimlerinin kökenlerinin neler olduklarını biliyor
"Bir gülümseme, dostane bir saygının ifadesi de olabilir, bir tehdit anlamına da gelebilir."
Reklam
Beyin kapasitemizin yüzde onunu kullandığımız doğru mu?
Beyin kapasitemizin yüzde onunu kullandığımız doğru mu? Bazı sağlık nedenleri ile beyinlerinin bir kısmı fonksiyonlarını yerine getiremeyen insanlar vardır. Ancak normal sağlıklı insanlar beyinlerinin tüm bölümlerini kullanırlar ama hepsini aynı anda değil. Yani bir beyin hiçbir zaman yüzde yüz kapasite ile çalışmaz. İnsanlar belirli zamanlarda belirli işler yaparlar. Beyin hücrelerinin kontrol ettiği bir çok şeyi aynı anda yapmazlar, yapamazlar. Satranç oynarken bakkaldan ne alacaklarını düşünmezler. Dolayısıyla yaşamın her anında beyin hücrelerinin yaklaşık yüzde 5'i faal durumdadır. Bu açıdan bakınca belirli zamanlarda beynimizin az bir kısmını kullandığımız doğrudur ama bu, diğer kısımların görev kendilerine geldiğinde çalışmayacağı anlamına gelmez. Kısacası sağlıklı bir beynin çalışmayan veya yedek olarak tutulan hiç bir bölümü yoktur. Görev kendisine geldiğinde her bölüm, her hücre çalışır ve görevini yapar.
Gözlem ve deney aracılığıyla öğrenmek, bilimsel yaklaşımın karşımıza çıkardığı doğayı, büyü ve dinle yaratılan dünyadan farklı kılar.
Sayfa 6 - TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları
DOĞAL SÜREÇLERİN ÖZELLİKLERİNİ KEŞFETMEK
Bir bilim adamının etkin olarak bilgiyi aramada başvurabileceği en basit yol, doğal süreçleri yapay olarak işletmektir. Ancak kimi zaman bu süreç onun denetiminden çıkar.
Sayfa 26 - TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları
NORMAN'IN ŞİİRSEL RUHU VE MANYETİK SAPMA
Kaptanın çilesi yelken açmaksa göğe, Açılsın deryaya, çeksin dilediğince. Her kim olmak isterse kaptan-ı derya, Kılavuz arasın kendine, azgın dalgalardan başka.
Sayfa 47 - TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları
Reklam
İnsan ve hayvan kan dolaşımının keşfi Harvey'e atfedilmiştir. Aslında bu, keşiften çok hipotezin zorunluluğunun kuramsal sergilenişinden başka bir şey değildi. Çünkü kuram, vücuttaki kan miktarına ilişkin verili olgulara dayanıyordu. Atlar, köpekler ve kurbağalar üzerinde yaptığı korkunç ve ihtişamlı uzun bir deney dizisi sonrasında Hales, kan damarları sisteminin birçok özelliğini ortaya koydu. Hales kan yollarının haritasını çıkarmış, kan basıncının hidrodinamik koşullarını ve her bölümün akış özelliklerini bulgulamıştı.
Eğer Newton Yasaları, Maxwell'in elektromanyetik yasaları için ısmarlanan yeni matematik durum altında değişmez kılınabilseydi, mükemmel bir birlik ortaya çıkabilirdi. Bu yeni uyum Özel Rölativite Kuramı'yla başarılabildi.
Sayfa 170Kitabı okudu
Pasteur mayalanma işlemini çözmek için büyük zaman ve emek harcamış, mayalanmayı gerçekleştiren canlı organizmaların varlığına dikkat çekmişti. Mayalanma gerçekte her mayanın içindeki belirli organizmaların yaşam süreçlerinden başka bir şey değildi. Sonuçta Pasteur mayalanmanın tohum kuramını oluşturdu. Mayalanma işlemimin kendiliğinden başlayamayacağı düşüncesinden hareketle, hastalıklara ilişkin mikrop kuramına ulaşmak zor değildi.
Sayfa 135Kitabı okudu
"Uygun bir aygıtta, bunu çizim olmadan tasvir etmek zor, elli inç küp adi hava hapsedildi; buna çok saf cıvadan dört ons koyup, on iki gün süreyle orda tutarak, hemen hemen kaynama derecesine yakın bir sıcaklık altında kireçleştirmeye [okside etmeye] koyuldum .
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
5 Mayıs 1881'de yirmi dört koyun, bir keçi ve altı sığıra, zayıflatılmış şarbon kuşağı aşılandı. 31 Mayıs'ta bu hayvanların yanı sıra yirmi dokuz hayvana zayıflatılmamış bir kültür enjekte edildi. 2 haziranda aşılanmış hayvanların tümü sapasağlamdı. Daha önceden aşılanmamış koyunların tümü ölmüş, sığırlarınsa, hepsi hastalanmıştı. Sonuç Pasteur için tam bir zaferdi. Pasteur'un apaçık başarısı karşısında zıvanadan çıkan Alman meslektaşı Robert Koch'un hışmına uğradı. Ancak, Alman çiftçilerinin baskısı sonucunda Alman Tarım Bakanlığı aşıyı kullanmaya ikna edilebildi.
Sayfa 141Kitabı okudu
Insanoğlu"şeyleri"algilamayı nasıl becerebiliyor?" J.J.GIBSON=Algı Mekanizması
Sayfa 186 - Say yayınlarıKitabı okudu
Hemen herkes, Faraday'ın elektriksel etkilerin kaynağının özünde bir olduğunu yeterince kanıtladığına inanıyordu. Ne var ki, deneylerin kuramsal açıdan kavranışı yeterli değildi. 1879'da J J. Thomson, elektriğe ilişkin elektron kuramını ortaya koyana dek, bu sonuçların bilimsel temele oturan bir açıklaması yapılamadı. Elektronun elektriğin temel atomu olduğu, her elektronun eşit yükü taşıdığı düşünülüyordu. Elektrik üretmenin bütün değişik yöntemleri, aslında elektron akışını serbest bırakma yöntemidir. Serbest bırakılan birim yüklerin sayısı elektriğin miktarını akış oranı akımı belirler. Elektrik akışının yol açtığı kimyasal ayrışma, her biri bir ya da daha küçük sabit sayıda elektron alışverişi olan atomik etkileşimin toplamıdır. Bu doğruysa, elektrik akışının toplam kimyasal etkisi ile akış halindeki elektrik miktarı arasında orantı olmalıdır. Çünkü elektrik nasıl üretilirse üretilsin, elektron akışından başka bir şey değildir.
Sayfa 249Kitabı okudu
Newton, 1665 ile 1667 yılları arasında çok verimli çalışmalar yaptı: Matematikte bir niceliğin değişme hızını ve oranını hesaplayan yöntem geliştirmesi, ışığın özellikleri ve doğası üzerine çok sayıda deneysel çalışma yapması, Galileo'nun yer bilimiyle Kepler'in gök kuramını birleştirerek evrensel mekaniğin ilkelerini kurması, hep bu döneme rastlamaktadır. Ama bu dönemin ürünlerini yazıyı dökmek Newton'un yıllarını aldı. Newton eleştiriye karşı çok duyarlıydı. Işığın doğası üzerine Royal Society ile ilk yazışmasındaki belirsizlik, araştırmalarını pasajlar halinde yayınlamaktan kaçınmasına yol açtı. Kapsamlı araştırmaları hazırlayana kadar bu nedenle keşiflerini sürdürdüğü anlaşılıyor. Mekaniği ve kozmolojisini kurduğu büyük yapıtı Principia, 1687'ye kadar ortaya çıkmadı. Yaklaşık 1666 yılında uğruna pek çok deneysel çalışma yapılan Opticks, nihayet 1704'te yayımlandı.
Sayfa 231Kitabı okudu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.