Büyük Bilimsel Deneyler kitaplarını, Büyük Bilimsel Deneyler sözleri ve alıntılarını, Büyük Bilimsel Deneyler yazarlarını, Büyük Bilimsel Deneyler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitap, bilim tarihini etkilemiş 20 farklı deneyi ele almış. Her bir deneyi tarihsel gelişimi içinde kendisine yol açan önceki deney ve söz konusu deneyin neden olduğu başka bir deney şeklinde neden-sonuç bağlantısıyla ele alması çok güzel.
Ayrıca mucitlerin yaşam öyküsüne de değiniyor. Bu’da deneylerin nasıl bir zihinsel iklimde ortaya çıktığını gösteriyor.
Aynı zamanda deneylerin ortaya çıkmasına dolaylı olarak etki eden toplumsal - kültürel- ekonomik olaylara’da değiniyor.
Bence kitabın en önemli kısmı, Antik çağ’dan (Aristoteles) ten, kitabın ele aldığı 1940’lı yıllara dek insanların merak duygusuyla ve öğrenme tutkusu ile takıntılı bir halde doğanın ve evrenin gizemlerinin peşinden koşmaları. Bunun insanoğlu var oldukça bütün karşı müdahalelere ve mücadelelere rağmen durdurulamayacağı eminim.
Kitabın eleştirebileceğim yanı “dili” diyebilirim. Sıradan popüler bilim okuru için bir miktar zorlayıcı olabilir ama anlaşılamayacak, içinden çıkılamayacak gibi ‘de değil. Elektronlar, kuantum gibi konuları basıldığı tarihe göre yine de derli toplu ele almış. Ayrıca az sayıda biyoloji, daha çok fizik deneyleri üzerinde duran bir kitap. Bu’da ilginize göre dezavantaj olabilir belki…
Tavsiye ederim.
Her şey bir ilkle başlar. Ateşin kullanıma arz esilmesi ile birlikte İnsanın da Evrimsel Süreçteki modern insana doğru yolcuğu başlar. Bilimsel gelişmeler her çağın kendi iç dinamiklerine göre şekillenir. İlk çağlardan günümüze kadar gelen süreçteki gelişmeleri ele alan güzel bir eser.
Bilimin gelişim tarihi içinde bilim insanlarının deneylerinin akılcı ve zarifane yapılışlarının sonuca gitmede gösterdiği inceliğin bir anlatımı.
Genç bilim insanları için yol gösterici ve ufuk açıcı olabilir.
Rom Harre'in kitabın önsözünde de bahsettiği gibi kitap herhangi bir zamanda, herhangi bir okulda, genel hatlarıyla bilimsel eğitim almış bir okuyucuya hitap ediyor. Rom Harre deneylerin romantik bir yanının bulunduğunu ve bir sanat eseri kadar etkileyici olduğunu söylüyor ki ben kitap boyunca hiçbir deneyde bunu hissetmedim. Kitap bana hitap
Bir bilim adamının etkin olarak bilgiyi aramada başvurabileceği en basit yol, doğal süreçleri yapay olarak işletmektir. Ancak kimi zaman bu süreç onun denetiminden çıkar.
Bundan yaklaşık 20 sene önce bilim adamı olma hayaliyle edindiğim bu kitabı, o dönemde ağır gelmesi sebebiyle kitaplığa kaldırmıştım. Benimle birlikte bu 20 senede yarım Türkiye turu yaparak ve yaklaşık 5-6 ev değişikliğinden sonra son kitaplığımdaki yerini alırken " Seni bir gün okuyacam oğlum" diyerek parmak sallamıştım. O gün
Kitap bilimsel terimler içeren ve uzaktan bakıldığında o konuyla ilgilenen insanların ilgisini çekeceğini düşünebileceğimiz bir kitap olabilir ama kesinlikle öyle değil. Bahsedilen deneyler, başarısız girişimler, gezegenimiz, insan ve hayvan doğası...
Bilimi ve deneyi her yönüyle görebileceğiniz bir eser.
Beyin kapasitemizin yüzde onunu kullandığımız doğru mu?
Bazı sağlık nedenleri ile beyinlerinin bir kısmı fonksiyonlarını yerine
getiremeyen insanlar vardır. Ancak normal sağlıklı insanlar beyinlerinin tüm
bölümlerini kullanırlar ama hepsini aynı anda değil. Yani bir beyin hiçbir zaman
yüzde yüz kapasite ile çalışmaz.
İnsanlar belirli zamanlarda belirli işler yaparlar. Beyin hücrelerinin kontrol
ettiği bir çok şeyi aynı anda yapmazlar, yapamazlar. Satranç oynarken
bakkaldan ne alacaklarını düşünmezler. Dolayısıyla yaşamın her anında beyin
hücrelerinin yaklaşık yüzde 5'i faal durumdadır.
Bu açıdan bakınca belirli zamanlarda beynimizin az bir kısmını kullandığımız
doğrudur ama bu, diğer kısımların görev kendilerine geldiğinde çalışmayacağı
anlamına gelmez.
Kısacası sağlıklı bir beynin çalışmayan veya yedek olarak tutulan hiç bir bölümü
yoktur. Görev kendisine geldiğinde her bölüm, her hücre çalışır ve görevini yapar.
Gün ve ay isimleri nereden geliyor?
Tavla oynayanlar Farsça altıya kadar saymasını bilirler (yek, du, se, cihar, penç,
şeş). Şimdi de yedi sayısını öğreniyoruz. Farsça yedi 'heft' dir (veya hefte). Yedi
günlük 'hafta' ismi de buradan alınmıştır. Halen Türkçe'de kullandığımız gün
isimlerinin kökenlerinin neler olduklarını biliyor
Bu kitap bir kaç sene (ya yazı tipi ya da puntosu hoşuma gitmedi emin değilim) kütüphanemde durdu kaldı. Daha sonra gözüme kestirip okudum.
Açıkça söylemek gerekirse kitap hoşuma gitmedi. Geriye dönüp baktığımda kitabın hiçbir kısmının aklımda kalmadığını görüyorum. Bunun sebebi de muhtemelen kitabın çarpıcı söylemlere pek yer vermemesidir.
Aslında imkanım olursa kitabı bir defa daha okuyup hakkını yeyip yemediğimi tekrardan gözden geçirebilirim. Eğer fikirlerim değişirse bu incelemeyi de akabinde değiştirebilirim.
Bu kitabı lisede okumuştum. bilimsel deneyleri tarihi roman gibi okuyunca çok hoşuma gitmişti. hala bilim adamalrının hayatları onların buluş maceralarını anlatan kitapları çok severek okurum.