Yıllar evvel çocuk yaşta Aydan Şener'in, romandan uyarlanmış dizisi ile tanışmıştım. Diziyi Tv'de ablam izlerken bende ara ara göz ucuyla izliyordum Şimdi internetten bakiyorum da epi topu 8 bölüm olan bu mini dizi o zaman gözüme ne kadar uzun görünmüş.. o yaşta izlediğimde Kâmuran Beyefendiden nefret ettiğimi hayal meyal hatırlıyorum..Belki de o yüzden bir türlü okumak nasip olmadı; şimdi kitabı okuyunca; aslında o kadar da fena adam değilmiş diyorum..
Reşat Nuri, romanda güçlü bir kadın portresi çizmiş ki bu kadın o dönemin savaş, yokluk ve sefalet içinde erkek egemen bir dünya da kendi ayakları üzerinde durmuş bir kadın. O dönemin toplum normlarına karşı çıkarak aldatılmayı kadınların kaderi olarak görmemiş, bunu sineye çekmemiş. Anadolu'nun bitap kasaba ve köylerinde bir başına yaşam mücadelesi verirken çevresindekilere de ışık olmuş..
Feride itiraf yazısında, Kâmran, biz herşeye rağmen seninle mutlu olabilirdik diyor; fakat Feride o kadar gururlu ve fedakâr ki hayatının aşkıyla mutlu olmak yerine, kalbini yaralı bir askere ya da ihtiyar doktora vermeye rıza gösteriyor.
Bu kitap Türk Edebiyatında bir baş yapıt, okurken insanı farklı duygu ve hislere götürüyor, herkese birşeyler katacağına eminim. Benim gibi okumakta geç kalanların okuması lazım..