Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Cam Kent Yorumları ve İncelemeleri
Cam Kent yorumları ve incelemelerini, Cam Kent kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Cam Kent puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
#okudumbitti #berkaninsayfasi #altmışkitap
İnsanın sadece kente değil kendi içinde de kaybolduğu, sonu gelmez bir dolambaca benzeyen New York sokaklarında takma adının maskesinden dışarı çıkmayan bir polisiye romanlar yazarı.
Gece gelen gizemli telefonlar. Sonunda telefonda, "Beni öldürecekler. Beni korumanızı istiyorum." diyen bir ses. Korunmak isteyen de takma ad kullanan biri. Dahası insanı tıpatıp aynısı olan ikinci kişiler ve bütün bunların yazıldığı kırmızı bir defter.
Paul All Star ve eşinin de karakterler arasında yer aldığı çarpıcı, akıl karıştırıcı bir roman.
#kitap #edebiyat #canyayınları #newyorküçlemesi #camkent #polisiye #postmodernkurmaca #kafkaesk #özgürlüğünsınırları
New York Üçlemesi’nin ilk kitabı olarak geçen Cam Kent, kendi halinde yazar olan kitabımızın baş kahramanının günün birinde aranması ile olay örgümüze başlamaktadır. Telefonun diğer ucundaki kadın; Paul Auster isimli dedektifi aradığını söylemesi üzerine kitabımızın baş kahramanı Quinn, burada öyle birinin yaşamadığını söyleyerek telefonu kapatır. Bu durum ikinci kez gerçekleştiğinde rutin halde giden hayatından sıkılmış olan Quinn, bu durumun kaderin bir cilvesi olarak kabul eder ve Paul Auster’ın kendisi olduğunu beyan ederek dedektiflik işini alır. Sonrasında ise olaylar gelişir ve içinden çıkılmaz bir noktaya gelir.
Yazarın ilk kitapları olarak New York Üçlemesi’ni göstermektedirler. Üçleme birbirinden bağımsız olarak gerçekleşen olayları konu edinir. Ortak noktaları dedektiflik romanları olarak nitelenebilecek ve soyut anlatımın ağır basıyor olmalarıdır. Genelde metaforlar kullanılmaktadır. Okurken çok keyif almadığımı belirtmeliyim. Yine de okunabilecek bir eser olarak bakabilirsiniz. Sağlıcakla kalın.
Polisiye mi ?
Kesinlikle bir polisiye değil. Polisiye okuma niyetiyle başlanacaksa okunmamalıdır. Austin abimiz post modern olarak yazdığı dedektif romanıdır. Üçlemenin ilk kitabıdır. Diğerlerini henüz okumadım sanırım birbiri ile bağlantılı. Kendini, ben'i bilmemek, tanımamak, olmamak, olmayı keşfediş, başkasına bürünmek; ona dönüşmek, o olmak, varoluş. Sürekli bi dönüşüm kendi ile çatışma. Yazarın kendisini de bir karakter olarak kullanması ilgi çekici.
600-700 küsür sayfalı romanlar okuyanlar için nefes almalık bir seridir efenim değerlendiriniz.
“Her şeyi başlatan,yanlış bir numaraydı,telefon gecenin ilerlemiş bir saatinde üç kez çalmış,karşı taraftaki ses birini istemişti, ama o biri kendisi değildi.”
.
Bir kitabın giriş cümlesi bu denli sarıyorsa sizi, devamı da -büyük bir aksilik çıkmadıkça- sizi hayal kırıklığına uğratmaz.Cam Kent’in beni hayal kırıklığına uğratmadığı gibi.
.
Daniel Quinn’in bir gece vakti aldığı telefon sonrası değişen hayatına götürüyor bizi yazar. Merak ile başlayan arayış sonrası, bulmaya çalıştığı sır oluyor Quinn. Ve biz bu sırrın önünü-arkasını göremiyoruz.
.
Paul Auster, karmaşık bir dil kullanmıyor ancak dil ile bir karmaşa yaratıyor. Yazarın zeka oyunlarının parçalarını birleştirmek ise ayrı bir keyife dönüşüyor~
.
İlknur Özdemir çevirisi ve kapakta Utku Lomlu çalışmasıyla~
İlk defa 1000kitap da takip ettiğim birinin okuma geçmişine bakarken “acaba bu kitap nasıldır” diye düşünüp aldım. Aynı zamanda seri halinde okuduğum ilk kitap.
Aileni kaybeden bir adamın yaşadığı bunalımlı hayatının gece gelen bir telefonla değişmesini anlatıyor. Başka bir kimlikle yazarlık yapan başkahraman kendisini arayan birinin isteği üzerine başka birinin yerine geçiyor. Kimlik karmaşaları ve bunalımların olduğu -ki bu tarz kayboluşları pek bir severim- farklı bir romandı. Hatta yazarın kendisi de kitapta yer alıyor.
Not: Kitabı İstanbul’dan gemi ile dönerken okuyordum ve başımı kaldırdığımda ayın şavkı suya düşmüştü.
Postmodern polisiye!
Auster'ın #orhanpamuk 'u sevdiğini ve Nobel komitesine aday göstererek gelecek ödülü haber verdiğini biliyoruz. Neden sevdiği ise, aynı postmodern kulvarda koşmalarından belli.İlk kez okuduğum yazarın meşhur Newyork Üçlemesi'ni ise okumadan geçmek olmazdı doğrusu.
Takma isimle kitaplar yazıp geçinen, eşi ve çocuğunu kaybetmiş Quinn'in yanlışlıkla gelen telefonla girdiği macera eserin konusu. Arayan kişinin zannettiği isim ve olayların içindeki polisiye yazar Auster olunca kurgu güzelleşiyor başlarda. Arada dokunulan edebiyat konuları #marcopolo #cervantes olunca daha da fazla. İzlemesi gereken profesörün tezleri ve bakış açısından dünyamızın nitelemesi de güzeldi. Ancak sonlarında bırakılan boşluklar (Quinn Auster'ın geleceği mi, Vaka gerçek mi...), tam da 60'lardan beri Doğu etkisiyle süregelen Postmodern yaklaşımı içermekte ve sorulara okurun cevaplar bulması beklenmekte.
Kısacası; bir yazarın yaşadığı şehri ayrıntılarıyla anlatıp eserlerinde bu kadar güzel dile getirmesi şehir Newyork da olsa bir şans doğrusu. Nitelik dolu, EDEBİ bir polisiye: Yazarların düşsel dünyası, okuyun.
Biraz karmaşık ve dolambaçlı bir hikayesi vardı. Ama ne yapıp edip insanı içine çekmeyi başardı. Heyecanlanıp yaslandığım yerden doğrulur, sinirle bacağımı sallar halde buldum kendimi çoğu zaman.
Yarım, eksik bırakılan kitaplar hep garip daha doğrusu hüzünlü hissettirir, ama niyeyse bu kitaba bu son çok yakışmış.
Yazarın hikayede bir karakter olması, yazarın kendi ağzından karakter olan yazarla konuşması çok yaratıcı bir meseleydi.
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İncelememe başlamadan önce temel şeyleri söylemek istiyorum o da sadece kitabın gerçekten güzel olduğu
Kitabın yazarının kitabın karakteri olduğunu kitabı bitirdikten sonra fark ettim ben. Gerçi öyle mi tam olarak emin değilim hala. Yani kitabı okudum, kitaplığıma bırakırken bir baktım Paul Auster yazıyor (evet yazarı kitabı okumadan önce hiç umursamamıştım) sonra durdum bi "Ohaaa bu Paul Auster bizim Paul Auster miii" dedim
Sorumun cevabını da hala öğrenemedim ama kurgu olsun ya da olmasın gerçekten güzeldi. Zaten ince bir kitap hemen okunup bitirebilir diye düşünüyorum
Farklı bir polisiye
Kitap bir üçleme. Eğer polisiye okumak hatta bunu iyi bir yazardan okumak istiyorsanız bu seri çok öneriliyor. Önerilmesinin asıl nedeni postmodern yazım şekli. İlk kitap için etkileyiciydi. Üçünü okumadan tam bir yorum yapmak yanlış olur.