Can Kırıkları bi' öykü kitabı ve benim yazarla tanışma kitabım. Akıcılığını duru oluşuna yorduğum bu hikayelerin kişisel olarak en etkileyici yönü konulardı diye düşünüyorum.
Kitap, adını yansıtır nitelikteki konulara ev sahipliği yapıyor. Her bi' öykünün farklı bi' acısı, ilginç bi' durgunluk etkisi var. Yazarın özellikle durduğu temalar, kişinin sürgün hali, mülteci olması ve doğal afetler. Bunun dışında yazar, hikayelerinin birinde yaşanmış bi' aşkı, Bedri Rahmi Eyüboğlu ile Mari Gerekmezyan'ın, aşkını kurgusal ve gerçeklerle örtüşür bi' biçimde kaleme almış. Bu hikayedeki vurgu ise Mari Gerekmezyan'ın başarılarına rağmen Ermeni olarak dışlanması üzerineydi.
Tüm bu hikayeler aslında konu olarak can yakıcı, görmesi ve katlanması hatta bilmesi bile zor konulardan oluşuyor. Fakat yazarın dili son derece açık, sakin bi' aktarımı var. Olayların düzlemi derinliklerde değil, acıysa olduğu gibi dümdüz, aşksa olduğu gibi hikayenin tam ortasında aşk var; yazar hikayeleri konu olarak çoklulaştırmamış, konu cimriliği bu noktada ilginç, okunası bi' sakinlik katmış öykülere. Bu yüzden can yakıcı konular vurmadı beni, başlıktaki gibi kırmadı; sadece kağıt kesiği gibi ince bi' acı bıraktı. Elbette hikayelerden etkilenmek kesik derinliğine bağlı. Bazı kesikler güzeldir.