Ölüm, kutsaldı, kutsanmıştı. Değdiği her şey, kanadının ucuna dek, tabuydu. Bu genç adam, onun kendisinden daha güçlü olduğunu biliyordu: ona karşı gayet iyi davranıyor, şükranla anıyor, hayır dualar ediyor, yumuşatarak alıştırıyordu; ama pek yakınında olduğu zaman cesareti kırılıyordu.