Fi bir girişti bu seride, Çi ise gelişme ve bence ayrıca sonuç. Bu fikre elbette ki Pi'yi okuduktan sonra varabildim. :)
Bu seride iki karakter var: Deniz ve Özge...
Özge yaşadığımız çürük (maalesef) sistemi, kendini dahi yaralayacak kadar (insan acı çektikçe insan çünkü) sert, bir o kadar da net ve doğru sözlerle ortaya koyuyor kendi farkındalığı artarken.
Deniz ise sistemin farkında fakat kendini ve çevresini sistem dışında tutmaya çabalarken (Fi'de) aldığı yarayı iyileştirmek için kendine dönüyor ve sistemi yerle bir etmek isteyen bir kişinin adımlarını atmaya başlıyor Çi'de.
Göksel, Ada, Duru, Can, Sadık ve diğerleri sistemi gözünüze adete sokmak için yaratılmış kuklalar. Sadık'ın Özge ile olan diyalogları sistemi yaşamaya mecbur (!) insanın imdat çığlıkları gibi, fakat sistem kadar güçlü değil. Göksel, sistemin şiddet yönünü oldukça başarılı aktaran bir portre.
Göze en son çarpan Ali ise sistemin farkında ve bunun karşısında kendi çıkış yolunu bulmuş bir karakter. Kitaptaki "farkında ideal insan" olarak tüm seride sessiz sessiz çığlık atıyor, bekliyor başta Bilge'nin ve diğerlerinin bu noktaya ulaşabilmelerini. Çağırmıyor çünkü biliyor herkes kendi engellerini aşmak zorunda oraya varabilmek için.
Yani... Çi daha güçlü söylüyor sözlerini...