Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çocuğumu Fişte Unuttum

Marie Winn

Çocuğumu Fişte Unuttum Gönderileri

Çocuğumu Fişte Unuttum kitaplarını, Çocuğumu Fişte Unuttum sözleri ve alıntılarını, Çocuğumu Fişte Unuttum yazarlarını, Çocuğumu Fişte Unuttum yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mesele Ne Seyrettiğiniz Değil
Gösterilen program ister Susam Sokağı, isrerse Reading Rainbow yada Taş Devri olsun, televizyon izleme deneyimleri arasında bir benzerlik vardır. Gözler, kulaklar ve beynin özgün fizyolojik mekanizmaları, programların içeriğinden bağımsız olarak , televizyon ekranına yayılan uyarilara benzer bir tepki vermektedir. Bu, içerik ne olursa olsun , belli duygusal metallerin belli bir tarzda içeri alınmasını sağlayan tek yönlü bir işlemdir. Gerçekten de çocuğun hayatında, bu kadar fazla girdiyse karşılık bu kadar a, çıktı isteyen başka bir deneyim yoktur.
·
Puan vermedi
Bu kitabı 13 yıl önce ilk kez okuduğumda henüz çocuğum yoktu ve örnekler, veriler bugüne nazaran daha günceldi. O kadar etkilenmiştim ki yeniden satışta olmamasına hayret ediyordum. Bugün aynı konuda benzer bakış açısıyla farklı kitaplar mutlaka yazılmalı. Hatta mümkün olsa da bu kitap güncellense. Üzülerek yarım bırakıyorum. Peyderpey bitirmeye çalışacağım yine de.
Çocuğumu Fişte Unuttum
Çocuğumu Fişte UnuttumMarie Winn · Ufuk Kitapları · 201127 okunma
Reklam
1948 yılında The New York Times'ın ilk tv eleştirmeni Jack Gould, bu yeni aygıtın Amerikan aileleri üzerindeki etkisini şöyle tanımlıyordu: "Çocukların tv karşısında geçirdiği saatler anne ve baba açısından sinsi bir uyuşturucuya dönüşmekte. .." ... Aslında televizyon, anne ve babalar için bizzat seyretmeleri dolayısıyla değil de (çoğu zaman bu da söz konusu olsa da) televizyonun karşısında tuhaf bir sessizlik içinde oturan çocukları dolayısıyla, karşı konulmaz bir uyuşturucu haline gelmektedir. Kendi üzerinizde etki yapması için başkalarına enjekte ettiğinizden daha sinsi ve hain bir uyuşturucu olabilir mi?
Sayfa 34
Anne ve babalar, çocuklarının televizyon deneyiminin kendilerininkiyle aynı olduğunu varsaydıkları için içeriğin önemini abartabiliyorlar. Oysa ikisi arasında temel bir farklılık vardır: Yetişkinler gördüklerini anlamlandırmada kullanabilecekleri geniş bir gerçek yaşam birikimine sahiptir, çocukların ise böyle bir birikimi yoktur. Yetişkinler televizyon izlerken, bugünkü ve geçmişteki deneyimleri, hatıraları, rüyaları ve hayalleri zihinlerinde canlanır ve gördüklerini kendi özgün içsel ihtiyaçlarını yansıtan bir şeye dönüştürür. Küçük çocukların yaşam deneyimi ise sınırlıdır. ... Bu kadar televizyon izleyerek büyürlerse eğer, yetişkinlerin tersine, daha sonraki gerçek yaşam faaliyetleri, onlarda televizyon deneyimi anılarını canlandıracaktır. Çocuğun erken dönem televizyon deneyimleri, onların yaşamda karşılaşacağı realiteleri ve ilişkileri insani boyutta algılayamamalarını, bu ilişkileri makineleştirmelerini veya sanallaştırmalarını netice verir. Onlar için gerçek olaylar daima televizyon dünyasının yankılarını taşıyacaktır.
Sayfa 32
'..televizyonu açmak, çocukları insana dönüştüren süreci kapatabilmektedir.'
Sayfa 27
Televizyonun etkileri genellikle doğrudan etkiler değildir. Bu etkiler, izlerken neler olduğuyla değil, ekran önünde geçirilen saatler boyunca neyin olmadığı ile ilişkilidir.
Sayfa 26
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.