Türk edebiyatının nostaljik prensesi.
Bu kitapla tanışmıştım yazarla ve yıllar sonra tekrar okuyarak daha önce fark etmediğim düşünceleriyle, anılarıyla karşılaştım. Seni okumaktan hiç vazgeçmeyeceğim Tezer Özlü.
Kitapta özellikle mekan, çevre betimlemeleriyle fazlasıyla karşılaşıyor, yazarla beraber dolanıyoruz sokaklarda. Kendi anılarını yazdığı için ailesine, çocukluğuna, gençliğine, evliliklerine gidiyoruz. Zaman geçişi ani olabiliyor. Geçmişten bahsederken bir anda günümüze geliyoruz, sonra bir bakmışsınız gene çocukluğun soğuk gecelerindeyiz. Evlenme anına da boşandığını öğrendiği ana da bilhassa akıl hastanesi süreçlerine, orada çalışanların yaptıklarına, psikolojisine, acılara saplantılara, bunalımlara ortak oluyoruz. Her kitabında olduğu gibi "ölüm" düşünceleri mevcut ki intiharını da anlatıyor. "Yalnızlık" da vazgeçmediği bir konu, geçmişe özlemle bağlıyor sıklıkla. Kitaplarında kullandığı şimdiki zaman kipi o kadar etkili ki ben de incelememi onun gibi sürdürüyorum.
Hayalet Oğuz ile kısacık da olsa gene karşılaşıyoruz. Sanki geçmişteki bir dostumla karşılaşmışım gibi mutlu ediyor beni.
Tezer Özlü kolay okunan bir yazar değil bana göre. Ama bu okunmayacağı anlamına gelmez. Aksine okuyun, üzerine tekrar okuyun ve tekrar okuyun. Çünkü her seferinden farklı bir nokta gözünüze çarpıyor. Öneri listemin zirvelerine oynayan kadın, tavsiyemdir.