Büyü ve din arasındaki savaşta kazanan taraf hep büyü müdür? Belki de rahiple büyücü bir zamanlar aynı kişiydi; fakat rahip, Tanrı’nın huzurunda tevazuyu öğrenince büyüyü bırakıp duaya sarıldı.
Aklımda şunlar vardı: Vahiy. İletişim. Melekler. William Blake. Şeytan. Doğum. (...)
Filmi seslendirirken Robert ile sık sık tartıştığımız konular üzerine fikir yürüttüm. Sanatçı, tanrılardan gelen ilhamla bağlantıya geçmeyi bekler ancak eserlerini yaratmak için bu baştan çıkarıcı ve tinsel diyarda duramaz. Çalışmasını hayata geçirmek için maddi dünyaya geri dönmelidir. Mistik iletişimle yaratıcılık işçiliğinin dengesini sağlamak, sanatçının sorumluluğundadır.
Mephisto’yu, melekleri ve el yapımı dünyamızın kalıntılarını arkamda bırakıp “Ben dünyayı seçiyorum” dedim.
Bu bizim birlikte yaptığımız ilk ve son sergiydi. Grubum ve ekibimle yetmişlerdeki çalışmalarım beni Robert'tan ve ortak evrenimizden çok uzaklara taşıdı. Turnelerle dünyayı dolaşırken, Robert'la hiç birlikte yolculuk yapmadığımızı düşündüm. Kitaplar dışında New York'un ötesini birlikte görmemiş, uçakta yan yana, yeni bir gökyüzüne yükselmek ve başka bir dünyaya alçalmak üzere hiç el ele oturmamıştık.
Her şeye rağmen, çalışmalarımızın uzandığı yerleri birlikte keşfetmiş ve birbirimiz için alanlar yaratmıştık. Dünyanın çeşitli sahnelerine o yanımda olmaksızın çıkarken, bazen gözlerimi kapar, onu deri ceketini çıkarıp, benimle birlikte bin bir rakstan oluşan sonsuz bir diyara girerken hayal ederdim.