Yine birbirinden güzel öykülerle üçüncü cilt ellerimizde. Her kitapta kemik kadroya, daha önce okumadığım yazarlar dahil oluyor. İyi yazarları -geç de olsa- keşfetmek güzel şey. Bu kitapta, aklımdan çıkmayacak öyküsüyle, Gençosman Bey'le tanıştım mesela. Emel Hanım'ın Gölge'sini sevdim, Armağan Bey'in Coach'una üzüldüm. Funda Hanım'ın Metruk Bina'sı çok çok iyiydi. Dinçer Bey'in Hacıyatmaz'ı soluksuz izlenen polisiye diziler gibiydi. Cenk Bey sürpriz finaliyle şaşırttı ama Tilki'nin kimliği de ortaya çıksaydı. Doruk Bey'in gastronomik öykü isimleri beni çok eğlendiriyor, bir sonraki öyküsü "Portakallı Pekin Ördeği" olursa şaşırmam. ;D Günay Bey'in Kaos'unu da yakın zamanda okumak isterim açıkçası, bilgisine... Gürsoy Bey bu kez bildiği sulara uzanıp iki uzmanlığını harmanlamış, çok da iyi olmuş. Gencoy Bey'le de Komşu aracılığıyla tanışmış olduk, nice hikâyelere... Ercan Bey'in avukatı dostlar başına, yaşa Külkedisi! Özetle, Dark Polisiye ekibinin bir kez daha ellerine sağlık. Hem biliyorum ki en iyi hikâyelerini henüz yazmadılar bile. En sadık takipçileri olarak dördüncü cildi merakla bekliyorum. =)
