Thoreau'nun söylediği: "Tutsaklığın korunduğu ve hükümetçe himaye edildiği bir memlekette namuslu bir vatandaşa düşen yer hapishanedir" sözünü hatırlıyordu.
Kenta yayıncılık diye bir baskıdan okudum bu eseri bilinçsiz bir zamanımda. Bilinçli bir okur olarak sağlam bir yayınevinden iyi bir çevirisiyle yeniden okuyacağım kitaplardan birisi.
DirilişLev Tolstoy · Kent-@ Yayınları, Star Gazetesi · 201217,5bin okunma
Zevk ve sefa içinde yaşayanlar cefa çeken insanların halini anlamaz...
Öyle bir toplum ki milyonların çektiği sıkıntıyı, yoksulluğu küçük bir azınlığın rahatı, zevki için dikkatle gizliyor, bu azınlık ise, ne bu yoksulluğu ne de kendi kötülüklerini görebiliyordu.
Nehlyudov, "Biz de aynı şeyi yapmıyor muyuz?" diye düşündü. "Hayatlarımızın efendisi olduğumuza inanıp bu yaşam bize eğlenmek için verildi sanmıyor muyuz? Oysa, saçmanın ta kendisi bu! Biz buraya birinin arzusuyla, bir maksatla gönderildik.
Ekmekle şarap şeklinde İsa'nın etini yiyip kanını içen bu papazlar aslında yalnız onun etini yemek, kanını içmekten değil, İsa'nın kendini bir gördüğü zavallı insanları en büyük bir inanmadan yoksun etmekten; onları en zalim azaplara mahkum etmekten suçluydular.
Oysa İsa, burada yapıldığı gibi, insanları yargılamayı, hapsetmeyi, onlara işkence etmeyi, öldürmeyi yasaklamış, hatta kölelere özgürlük vermeye geldiğini belirterek, her çeşit şiddeti yasaklamıştı.