Dol Karabakır Dol

Bedri Rahmi Eyüboğlu
Şimdilik eskiyen bir şey varsa ömrümüzdür!
Dol Karabakır Dol
Dol Karabakır Dol
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Reklam
Kendimi kendim yaratsaydım, Uçan bulutları durdururdum Onlarla içimin en güzel yerinde Bembeyaz bir mabet kurdururdum Ne deliler gibi güler, Ne de serviler gibi ağlardım; Ve günlerden bir gün kapının eşiğine, Nar taneleri gibi serpip kanımı Ve kendi elceğizimle bir karanfil gibi koparıp canımı, Pencerenin demirlerine bağlardım. Pazarlık etmeden ağlardım Hiç bir şey beklemeden Ne serin bir köşe cehenneminden Ne bir mâhur beste cennetinden!
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Dol Karabakır Dol
Dol Karabakır Dol
Canım kurban şiirin gerçeğine, hasına İçersine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter Eğri büğrü, kör topal kabulüm. Şairim Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası Ayak seslerinden tanırım Ne zaman bir köy türküsü duysam Şairliğimden utanırım.
Dol Karabakır Dol
Dol Karabakır Dol
, türküler dolusu
İSTİDA
Yarab! İnsan oğullarından çektiğim yeter Gökyüzünden benim hisseme düşeni ver Altına dilediğim gibi ömrümü sereyim Mendil kadar olsun tarlamı ayır Beni doyuracak ağacı göster. Rabbim! İnsan oğullarından çektiğim yeter Yalnız senin ellerin gezinsin ömrümde Beni yalnız sen mahkum eyle sen azat Ve yalnız sen canımı iste benden ki Nereye saklayacağımı şaşırmadan vereyim
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Dol Karabakır Dol
Dol Karabakır Dol
🖤
Reklam
100 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.