Domaniç Dağlarının Yolcusu

Şükufe Nihal

En Eski Domaniç Dağlarının Yolcusu Gönderileri

En Eski Domaniç Dağlarının Yolcusu kitaplarını, en eski Domaniç Dağlarının Yolcusu sözleri ve alıntılarını, en eski Domaniç Dağlarının Yolcusu yazarlarını, en eski Domaniç Dağlarının Yolcusu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mutluluğu hep büyük şeylerde aramaya kalkarız da şöyle bir kuru ekmek parçasının bile insana o zevki verebileceğini bilmeyiz.
Sayfa 72
94 syf.
6/10 puan verdi
Kitaptan daha çok gazetede geçmiş bir makaleyi andırıyor. Olayların bazı yerlerinde çok hızlı atlayıp geçtiği için kopukluklar var. Fakat o geçmişte yaşamış insanlarımızın hissiyatını tamamıyla vermiş. Fena değildi.
Domaniç Dağlarının Yolcusu
Domaniç Dağlarının YolcusuŞükufe Nihal · Timaş Yayınları · 2011570 okunma
Reklam
İşte bir genç kız ki ayakları çıplak, nasırlı... Solgun renkli bir elbisesi var. Yüzü güneşte kavrulmuş. Derisi vakitsiz buruşmuş; ama yine güzel... Ne kadar güzel olduğu belli. Onun bütün ömrü bu tarlada geçecek. O gençken yaşlanacak. İnce, güzel boyu gençken eğilip bükülecek. Sonra yolun kenarındaki şu sarı papatyalar kadar masum, kimseler farkında olmadan, solup bitiverecek. Onun hayatı sonsuz bir didinme! Gözlerim şehre çevriliyor: İşsiz, güçsüz, mantıksız, amaçsız, her gün biraz daha bebekleşerek yaşayan kadınlar... Tüller, ipekler, altınlar, pırlantalar, boyalar, gezmeler, eğlenceler, oyunlar, köşkler, rahat uykular, rahat ölümler... Bunlar, hangi hakkın karşılığı? Hangi didinmenin, hangi fedakarlığın ödülü? Yurda bir şey vermeyenlerin yurttan bir şey almaya ne hakları var? Bu bahçenin dalları, yolunmaktan artık tükendi.
Bir yurt gezisi
İstiklal savaşı sıralarında İnegöl toprakları bir büyük facia geçirmiş: Domaniç dağlarından inen bir köylü kadını, düşmana yol göstererek vatana hıyanet eden oğlunu silahıyla vurarak yer sermiş. İki satırla kısaltılan bu olay bir roman, bir destan konusu olabilecek kadar geniş... Bir Türk kadınının yüksek vatan terbiyesini, inancını anlattığı için, kadın tarihimizin sayfalarına yeni bir ün katacak kadar yiğitçe... Sevgili çocuğunu kendi elleriyle yere seren kahraman ananın yaşadığı acıklı ruh hali...
Sayfa 15 - TimaşKitabı okudu
Yiyecek bir lokma ekmek bulmak ve kafada bir şey, bir ideal taşımak, ne büyük bir mutluluk!
Türk köylüsünü her zaman böyle gördüm; almaz, hep vermek ister. Yemez, lakin hep yedirmek ister, karşılık olarak da bir şey almaz.
Reklam
360 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.