Kitabı sonunda bugün bitirdim büyük bir zevkle.
İlk olarak şunu söylemem gerekir ki kitap; psikoloji, felsefe,sosyoloji temelli ağırlıklı olup yazar gözlemlerini en ince ayrıntısına kadar yapmıştır. Bu gözlemlerde ilk olarak Dostoyevski’nin çocukluğundan başlayıp, yetişkinlik dönemine kadar kaleme aldığı eserlerinin kaynağının ne olduğunu, kimlerden etkilendiğini, ve her bir dönemdeki sosyal, kültürel, din, siyasal olgulardan etkilenip bunları eserlerine yansıtmıştır. Yani nesnel olguları öznel betimlemelerle tasvirlerle destekleyerek bunu açık, yalın bir dille okuyucuya aktarmiştir.
Diger yandan Rene Girard; Dostoyevski’yi anlatırken, eserlerinde gizli olan Yeraltı dünyasındaki o insanı tüm çıplaklığı ile açığa vurmuştur. Bunu yaparken o insanın, toplumla ilişkisini, kendi ile ilişkisini gözler önüne sermiş, eserlerdeki karakterlerin analizlerini , birbiri ile ilişkisini, bu karakterlerin gizli dünyasını en acımasız bir şekilde ortaya koymuş , eserlerde verilen mesajları bize aslinda Dostoyevski’nin karakterini , yapısını , iç dünyasını açık bir şekilde ortaya koymaya çalışmış, bunu da aslında varoluşsal olgu ile açıklamaya çalışmıştır.
Aslında bize demek istenen şu ki ; her insanın bizden gizlediği gururun, bencilliğin, gitgellerin yaşadığı , ruhsal dalgalanmaların yaşandığı, acımasız gerçeklerin var olduğu ve orada sürekli ölüp ölüp dirildiği bir YERALTI DÜNYASI'ndan bahseder.
Kitap daha cok aforizma niteliğinde olup toplam 118 tane alıntı yaptım. Kitabı çok beğendim çok güzel bir kitap. Çok severek okudum. O yüzden 10/10 derim