Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dumanaltı

Nezihe Meriç

Dumanaltı Gönderileri

Dumanaltı kitaplarını, Dumanaltı sözleri ve alıntılarını, Dumanaltı yazarlarını, Dumanaltı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peki nerede o insanlar şimdi? Ölmek nasıl bir şey ki?
"Sorma!" "Kuş olup uçuvermek istiyorum. Öyle daraldı yüreğim. Hani öyle pek bi sebebi de yok." "Yaşımız o yaş. Dar gelir oldu dünya. Ne uykun uyku, ne... Dünyanın desen, hiç tadı yok."
Reklam
Canım eve gelmek istemiyor. Bizimki yaşamak değil, hamallık zaten canım. Doğru söylüyor çocuklar. Yalan değil vallahi, koyun gibi yaşıyoruz.
Arada bir de deli deli gülünmese! O da sinirden. Bir koşuşturmadır gidiyor. İki lokma ekmek için. Herkeste bir geçim, bir, yarın ne olacağız kaygısı. Her şey karışık, her şey bozuk... Dalaverası dönen, arkası olan keka! Yoksa, sürün dur, üç kuruş maaşla... Nedir yani yaşamak! Anlamsız bir hayat.
Nedir yani yaşamak! Anlamsız bir hayat.
Reklam
Benim de lâyığım buymuş demek ki, değiştiremediğime göre...
Yorgundum. Sinirlerim haraptı. Birikmiş tüm sıkıntıları, kırgınlıkları, acıları, hırsları, gerginlikleri bir araya toplayarak hüngür hüngür ağlamak istedim. Yapamadım. Katıldım kaldım.
¶¶ Din demek insanları sevmek demek. İnsanları sevmek demek, hileci olmamak, sevmenin tüm kurallarını yerine getirmek demek. Geri yanı vız gelir bana. ¶¶
Sayfa 137 - Can YayınlarıKitabı okudu
¶¶ Rakı makı içerim diye beni dinsiz mi belledin abi? Yorgunum içerim, severim içerim. Aliş ustam da içerdi. Hemen her akşam. Allah benim yüreğimin başında. ¶¶
Sayfa 137 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
¶¶ Marangozdur Adı Ahmet Ustadır Bataklık bu Hüssam Bey sokağı. Ben bataklıkta bir Ahmet ustayım. Grev nedir bilmem allahıma şükür. Sendika bilmem. Bir dükkânım var benim çarşıda. Köşe başında. Yadigâr ustamdan. Ustam mı? Ustam ünlü şanlı Aliş ustaydı. Allah rahmet eylesin, yattığı yer nur olsun. Bağırırdı bayırın altından karısına: <<A ve kakulânım, açasın kapıyı, gelmiştir Aliş ustan!>> Aldı beni yanına. Vurdu testereyi, vurdu zımparayı, tornaladı, cilaladı adam etti. İki de tokadı var yanağımda, okkalı. <<Al,>> dedi, <<Nazlı kızımı da nikâhladım sana.>> Göçtüler gittiler. Kaldı köşebaşındaki kapısı aşı boya dükkân bana. Sanayi çarşısı batsın, benim dükkân batmaz. Neden batmaz, çünkü helâl maldır. Duvalıdır. Rakı makı içerim diye beni dinsiz mi belledin abi? Yorgunum içerim, severim içerim. Aliş ustam da içerdi. Hemen her akşam. Allah benim yüreğimin başında. Din demek insanları sevmek demek. İnsanları sevmek demek, hileci olmamak, sevmenin tüm kurallarını yerine getirmek demek. Geri yanı vız gelir bana. 1978 Boğaz ¶¶
Sayfa 136 - Can YayınlarıKitabı okudu
¶¶ Umut'a Tezgâh Kurmak (2/2) Orta 1'de küçük bir kızdım. Ölümüne dek hep kollamıştır Ali Fuat hoca beni. --Düşündükçe daha çok anladım: Belli bir eğitim düzeni içinde yetişmediğimizden, hep böyle birileri girdi yaşamımıza. Okuma, öğrenme yolları açtı bize, kendince. Peki ne okuduk, ne öğrendik! İşte Hocanım'a hep bunu anlatmaya çalıştım başlangıçta. <<Öğretmenin asıl çilesi budur Hocanım,>> derdim. Onun Batı'da eğitilmiş düzenli kafası pek anlayamazdı. Hay Allah! Bize doğru dürüst Atatürk ilkelerini bile öğretmediler. Biz öyle bir kavram kargaşası içinde yetiştik ki, bir dünya görüşü edinmek şöyle dursun, ona giden eğitim yollarını bile bulamadık. Bir düşün serüvenimiz bile olmadı. Yalapşap bir şeyler öğrendik. Bu öğrendiklerimizle kişisel bunalımlarımızı bile çözemedik. Hep bunaldık. Ben üstelik öğrenme acısı yanısıra, öğretemememenin de derdini çektim. Derttir dert! Öğrenmeye sıvandığımda --Hocanım böyle der-- geç kalmıştım. ¶¶ 1976, Boğaz
Sayfa 112 - Can YayınlarıKitabı okudu
¶¶ Umut'a Tezgâh Kurmak (1/2) Kimya öğretmenimizin, <<Okuyun kaz kafalılar, okuyun! Öğrenin şu dünyanın büyük adamları neler demişler, nasıl yaşamışlar, neden yaşamışlar şu yeryüzünde. Öküz geldiniz öküz gitmeyin şu dünyadan...>> diye kızdığı, benim, dalgın, pencereden kırlara baktığım o güne gelinceye dek, nasıl yalnız bir çocuktum. Kamburunu omuzunda taşıyarak yanıma gelip, kalın camlı gözlüklerine vuran güneşten gözleri görünmeyerek, tüm kişiliği sesinde, <<Duydun mu 312?>> diye bağırmıştı. <<Söyleneni dinlemeyi bari öğrenin!>> Düşünceler içinde yüzüne bakıp, <<Ne okunacağını ben bilemiyorum ki öğretmenim,>> demiştim. <<Hem benim okuyacak hiç kitabım yok. Çok istiyorum.>> ¶¶
Sayfa 112 - Can YayınlarıKitabı okudu
¶¶ <<Nasıl böyle sessizce yaşayıp öldüler!>> diye geçirir içinden Boncuk Hanım. Yaşlar yanaklarından süzülerek. <<Ne düşündüler yaşamak üzerine, insanlar üzerine? O zamanlar böyle vur-kırlar, parti marti kavgaları yok muydu? İnsanlar dünyanın farkında değillerdi zahir. O yüzden de mutlu yaşıyorlardı. Benim içinse, artık tek mutluluk evime geçip oturmak. Anılarımla başbaşa yaşamak. Nâlân'ım da gelir yanıma. Tek amacım, tek...>> ¶¶
Sayfa 108 - Can YayınlarıKitabı okudu
¶¶ Umut'a Tezgâh Kurmak <<Yaşamak nedir?>> diye düşünür. <<Nedir yaşamak? Nedir bu işin anlamı?>> Dudaklarını sımsıkı bastırır sinir içinde. Öfkesi kabarmaya başlar: <<Ben bunun, bu çocuğum yaşındaki herifin tutsağı mıyım. Paramla pulumla... Ne derdi, yavrum kuzum Nâlân'ım benim: İnsan insanın tutsağı değildir anne, insanca yaşamak, dünyanın nimetlerinden faydalanmak, güzelliklerinin tadını çıkarmak hepimizin hakkı anacım. Bu herif ahlâksız. Bu herif üçkağıtçı, işbirlikçi. Bu herif valla birgün hepimizi satar. Bak söyleyeyim sana, bunun eline fırsat verme. Tapuları falan sakın! Vekâletname falan hiç! Aman anacım, gözünü seveyim, derdi. Demez miydi... ¶¶
Sayfa 106 - Can YayınlarıKitabı okudu
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.