Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Beynimiz Nasıl Çalışır?

Düşüncenin Kökeni

Andrew Koob

Düşüncenin Kökeni Gönderileri

Düşüncenin Kökeni kitaplarını, Düşüncenin Kökeni sözleri ve alıntılarını, Düşüncenin Kökeni yazarlarını, Düşüncenin Kökeni yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
192 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kitap aslında Türkçe'ye çevirildiği gibi; "Düşüncenin Kökeni" hakkında diyemeyiz. Orijinal isminde olduğu üzere: "Unlocking Glia- the Brain Cell That Will Help Us Sharpen Our Wits, Heal Injury, and Treat Brain Disease" yani beyindeki Glia hücreleri hakkında aslında. Kitabı satın alacaklar, okumak isteyecekler bunu göz önünde bulundurarak okumalı. Yarattığı izlenimin aksine, popüler bilim kitabı demek de zor. Bunun yerine kitabı en iyi tanımlayacak şey; "Nöron merkezli Nöroloji (isminden de anlaşılacağı üzere) artık eskimiştir ve beynimizin sadece %10 unu kullanıyoruz gibi şeylerin modası geçmiştir" diyebiliriz. Kitapta uzun zaman nörolojinin yalnızca nörona odaklandığını bu nedenle beyin hastalıklarını, hasarlarını anlamamız da gecikmiştir teması üzerine durulmuş. Bu bağlamda, okunması şart değil ancak öğretici ve faydalı.
Düşüncenin Kökeni
Düşüncenin KökeniAndrew Koob · Alfa Yayıncılık / Bilim Dizisi · 201163 okunma
bilgi yalnızca insanların kontrolüyle depolanmaktadır
Reklam
Kortekste hayal gücünün, yaratıcılık ve düşüncenin mekanı olan astrositlerin miktarını arttırmak için beyninizi esnetin. Einstein’ı beyninin incelenmesiyle de bağlantılı olarak, son 20 yıldır artan kanıtlata göre, beyni nöral şimşek fırtınası değil, daha incelikli bir yapı olarak anlamaya doğru güçlü bir geçiş yaptık.Kaslarda olduğu gibi yeteneği korumak için çalıştırmK getekir ve ancak yoğun düşünceyle gelişebilir.Büyüme ve düşünce, kortikal astrositteki gliada meydaha gelir.Glia hücrelerinin devri tüm yaşamımız boyunca sürer ve zihninizi çalıştırıp yeni astrositler üretmeye devam ederseniz zihniniz taze kalır.
Sonsuz sayıda izlenecek yol, kaldırılacak örtü ve keşfedilecek dünya var. Keşfetmek zevkli, güzel ve fantastik. Diğer yandan bugün neye inanırsak inanalım, gerçek her zaman biraz daha derinde bulunuyor. Mutlak gerçeğin ne olduğu konusunda temkinli olmakta yarar var. Araç gereç donanımı değiştikçe bilim de sürekli değişiyor.
Sayfa 186Kitabı okudu
Biz yaşımız ilerledikçe kaybolan yararlı astrositlerden daha fazla üretmek ve zihnimizi taze tutmak için beynimizi çalıştırırken, beyin bazen kısa devre yapar ve hücreler kansere dönüşür. Fakat nöronlar nadiren kansere yakalanırlar. Nöronlar yalnızca astrosit iletişimini sağlayan yapışkandır. Astrositler sürekli değişir, büyür ve hareket eder. İkincil nöronların varlığı, astrositlere bağlıdır. Astrositler düşüncelerimizi ve varlık nedenlerimizi içerir. Astrositlerin motivasyonu, bizim motivasyonumuzdur. Vücutlarımız onların varlığını desteklemeye dönük damarlardır. Vücut, büyümeden sorumlu ve hayatın şafağından bu yana var olan bu hücreleri çevreleyerek tarzda evrimleşmiştir.
Sayfa 178Kitabı okudu
Kortekste hayal gücünün, yaratıcılık ve düşüncenin mekanı olan astrositlerin miktarını arttırmak için beyninizi esnetin. Einstein'ın beyninin incelenmesiyle de bağlantılı olarak, son 20 yıldır artan kanıtlara göre, beyni nöral şimşek fırtınası değil, daha incelikli bir yapı olarak anlamaya doğru güçlü bir geçiş yaptık. Kaslarda olduğu gibi yeteneği korumak için çalıştırmak gerekir ve ancak yoğun düşünceyle gelişebilir. Büyüme ve düşünce, kortikal astrositteki gliada meydana gelir. Glia hücrelerinin devri tüm tüm yaşamımız boyunca sürer ve zihninizi çalıştırıp yeni astrositler üretmeye devam ederseniz zihniniz taze kalır.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Disney'in bebek Bebek Einstein oyuncaklarında Einstein'ı kullanmasının bir nedeni vardır. Bunun nedeni Einstein'ın zekayla eş anlamlı olmasıdır. Yakın tarihte hayal gücünü kullanarak yeni düşünceler ortaya atmak için beynini sürekli çalıştıran birini düşündüğümüzde, hepimizin aklına ilk gelen Albert Einstein olur. Gecenin geç saatlerinde matematik çalıştığı bilinen Einstein'ın yoğun düşünme dönemlerinden, insanlık tarihinin fizik alanındaki en çarpıcı araştırmaları doğdu. Beyninin "labaratuarı" olduğunu iddia ediyordu; fakat kastettiği beyninin hangi kısmıydı? Einstein'ın genel görelilik teorisi, zaman ve uzayın bir ve göreli olduğunu iddia eder. Einstein, yaşamının en mutlu anının bir asansörde dururken, asansör düşerse kendi ağırlığını hissetmeyeceğini fark etmesi olduğunu söylemişti. Einstein, yerçekiminin zihnimizde göreli olduğunu kavramıştı ve Einstein tam da gliasını kullanabilen bir adamdı.
Sayfa 117Kitabı okudu
Çeşitli araştırmalarla ve Down Sendromlu çocukların daha az sinaptik karmaşıklığa sahip olduğunun açıklığa kavuşturulması sayesinde, daha fazla sinapsın daha ileri zekâya denk düştüğü anlaşılmaktadır. Daha fazla sinapsa ulaşmak için çocuğunuzu mümkün olduğu kadar yararlı öğrenme malzemesiyle buluşturmak gerektiğine inanılmaktadır.
Sayfa 116Kitabı okudu
Öğrenme ve eğitimin zekayı geliştirdiğini herkes bilir de, peki ama zekâ nereye gider? Zeka büyük olasılıkla yaşam boyunca üreyebilen astrositlerde depolanıyor olmalıdır. Korteksteki bu yeni oluşan astrositlerin, görevlerini yerine getirmeyenlerin yerini alması mümkün olabilir mi?
Sayfa 111Kitabı okudu
Gliaya ilişkin yeni araştırmalar, beynin ömrümüz boyunca yaşayan bir orman olduğunu göstermektedir. Öğlen ağaçların yerine yenilerinin aldığı ve tohumların oluşup yayılması ile yeni bitkiler için alan açıldığı bilinmektedir. Zemin sınırlıdır fakat büyüme süreklidir. Çocukluk dönemindeki beyin gelişiminin ardından, beynimizin biz ölene kadar aynı kaldığı anlayışı, yirminci yüzyılın en büyük hatalarından biriydi. Nöronlarımız oluşuyor, bağlantılar kuruyor ve bu bağlantılar birliğimizin onuruna dikilen ve rüzgar ve yağmurun etkisiyle parçalanana kadar, unufak olup tozla kaplanana, bir heykel gibi sabit kalıyor zannediliyordu.
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Astrositler, yetişkinlik dönemi boyunca beynimizde sürekli bölünürler. Biz öğrenirken daha da hızlı bölünürler. Hipokampusta arada bir nöron haline dönüşürler. Bir şehir dış mahallelere doğru büyürken belediyenin yeni bir ana cadde inşa etmeye karar vermesi gibi, astrositler de yeni bir nöron oluşturmaya karar verirler.
Belleğimizi değiştirecek kadar çok şey öğrenebiliriz, fakat geçmişin anılarından koparacak kadar değil.
Haydon, nöron-astrosit-nöron hareketini "üç bölümlü sinaps" olarak tanımladı. Bu teoriye göre, nöron, tıpkı müşterinin yemeğini getiren bir garson gibi, bilgiyle birlikte gelir, komşu nörona sinyal verir ve astrosit de tabağa tuz biber eker. Fakat üç bölümlü teori, astrositin nöronal bir uyarıya yanıt vermeksizin bir nörona kendiliğinden sinyal verme yeteneğini göz önüne almaz. Astrosit sadece tuz ve biber ekmez; aksine o yemeği pişiren aşçıdır.
Bugün bütün varlıklar, vücutlarındaki bütün organlarda hücresel düzenleyici olarak kalsiyumu kullanır. Kalsiyum, gelişimde olağanüstü önemlidir. Bir yumurta döllendiği zaman yumurtada oluşan kalsiyum dalgası gebeliği başlatır. Hücre gelişimi ve bölünmesi, kalsiyuma bağlı süreçlerdir. Kalsiyum olmaksızın embriyo tam anlamıyla gelişemez ve ölür. Anne sütünde, başka birçok maddeyle birlikte yüksek kalsiyum konsantrasyonu vardır. Bitkilerde kalsiyum aktivitesi hücrelere şekilde katkıda bulunur. Kalsiyum olmazsa kök büyümesi güdük kalır ve işe yaramaz. Hayvanlarda ve bitkilerde bir organizmanın gerçekten "çok hücreli" olması için hücrelerin etkileşiminde ve birbirine bağlanmasında kalsiyuma ihtiyaç vardır. Kalsiyum çiçeklere açmaları için sinyal verir.
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.