Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Günce Hakkında

Günce konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

"Her şey bir otoportre. Her şey bir günce." Elinizde tuttuğunuz kitap bir günce. Kalemi eline alan kişinin korkularına, sevinçlerine, hüzünlerine yapılan bir yolculuk. Sıradan bir insanın sıradan yaşamı... Belki de sıra dışı birinin zaman zaman peri masalına, zaman zaman kâbusa dönüşen yaşamından kesitler sunan anı parçacıkları. Sahte mücevherlerin ışıltısına kapılan bir kadının öyküsü bu. Komadaki kocasının günbegün çürümesini izleyen, sanat, yaşam ve ölüm üçgeninde sıkışıp kalmış bir kadının. Kimilerine göre basit bir garson, kimilerine göre ise her an bir başyapıt yaratabilecek büyük bir ressam. Anakarayla bağlantısı her an yok olabilecekmiş gibi gözüken Waytansea Adası'nın gizemli öyküsü bu aynı zamanda.  Her şey başka birinin yaşamın sürdürmeye zorlanarak bireyselliğini yitiren Misty Marie Kleinman'ın güncesinde saklı. Bir tek kişi tarafından yazılmış bir günce bu. Ancak gerek anlatıcı gerek anlatılan hikâye açısından pek çok katman söz konusu. Chuck Palahniuk, insanın ezeli ölümsüzlük arayışına tüyler ürperten bir bakış atarken, sanatın denetlenemeyen gücüne de saygı duruşunda bulunuyor. Misty'nin güncesini tuvale yansıtırken hiçbir detayı göz ardı etmiyor. Bizler, kimi zaman acımasızca vurulan fırça darbelerini izlerken, geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçiyor. Ben ve öteki arasındaki ayrım gittikçe silikleşiyor. Gerçek ve hayal arasındaki karmaşık ilişki zihnimizi bulandırıyor. Ve kişisel komalarımızdan çıkıp kolektif bir komaya giriyoruz hep beraber. Kimin kimi kandırdığı belli olmayan bir oyun oynanıyor. Kimin kurban olduğu belli değil. İnsan kendi yazgısını elinde tutabilir mi? Yoksa zalim feleğin elinde oyuncak mıdır? Yalan mı daha gerçek, gerçek mi en büyük yalan, belli değil. Zira Waytansea Adası dört tarafı gerçeklerle kaplı bir yalan...
Çevirmen:
Funda Uncu
Funda Uncu
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 12 dk.Sayfa Sayısı: 219Basım Tarihi: Ağustos 2010İlk Yayın Tarihi: 2004Yayınevi: Ayrıntı YayınlarıOrijinal Adı: Diary
ISBN: 9789755394701Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 53.4
Erkek% 46.6
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Chuck Palahniuk
Chuck PalahniukYazar · 34 kitap
Chuck Palahniuk 21 Şubat 1962'de Washington'da doğdu. Asıl adı Charles Michael Palahniuk'tur. Palahniuk Washington eyaletinin doğusundaki bir çiftlikte büyüdü. Bir süre Eyalet Üniversitesi'ne devam ettikten sonra Oregon Üniversitesi'ne geçti ve öğrenimini orada tamamladı. Otuzlu yaşlarına kadar herhangi bir edebi metin yazmayan, sanıldığını tam aksine, ilk romanı olan Invisible Monsters (Görünmez Canavarlar) dır. Bu romanı yayıncılar tarafından içeriği nedeniyle kabul görmemiştir ancak Palahniuk yayıncılara olan bu öfkesi nedeniyle içeriği çok daha "yok edici" olan Dövüş Kulübü'nü yazmıştır ve bu romanı yayıncılar tarafından zevkle kitaplaştırılmıştır. Palahniuk, üniversite yıllarından sonra üç yıl boyunca Freightliner adlı bir şirkette montaj hattında, ardından tamirci olarak çalıştı. İlk yazdığı metinler taşıt modifikasyon prosedürleri ve kamyonların onarımı üzerinedir. Dövüş Kulübü'nün ortaya çıkmasında büyük etkisi bulunan bir olayıda bu yıllarda yaşar. Arkadaşlarıyla birlikte tatildedir. Bitişikteki kamp yerinde müzik rahatsız edici derecede açılır ve bu nedenle başlayan tartışma yerini kavgaya bırakır. Bu olayda yaralanan Chuck tatil'den döndüğünde iş yerinde kimse tarafından ilgi görmez çünkü kimse korkunç derecedeki yüzü hakkında bir şey sormaya, yorum yapmaya cesaret edemez. Bunun üzerine Chuck, eğer insanın yeterince kötü görünürse dilediği gibi hareket edebileceğini keşfeder. Bu olayın ardından devam ettiği bir edebiyat grubu bünyesinde yaptıkları çeşitli gösteri ve eylemler "Kargaşa Projesi"ni esinler. Kısa bir süre sonra aynı isimle bir kısa öykü yayımlar ve bu öykü,üç ay içinde Fight Club (Dövüş Kulübü) romanına dönüşür. Romanlarındaki tavır isyan gibi görünse de, aslında varoluşumuza özlem duymamıza neden olur. Yarattığımız değer yargıları, para, şöhret, saygınlık, güzellik gibi tüm önemli şeylerin anlamsız yalanlar olduğunu söyler.