Vedat Türkali Vedat Türkali (Abdülkadir Pirhasan) 1919-2016 yılları arasında yaşamış 97 yaşında Yalova'da vefat etmiştir. Güven 1999 yılında yayımlanmıştır. İlk romanı 1974 yılında yazdığı Bir Gün Tek Başına'dır. Bir çok ödül almıştır. Güven 1940'ları başında ikinci dünya savaşının devam ettiği dönemde devrimci gençlerin hikayesini anlatmaktadır. Dönemin Türkiye'sini her yönüyle gözler önüne serer. Anlatımı mükemmeldir.
İç içe girmiş, arapsaçı ilmeklerle birbirine tutturulan yaratıklardık biz insanlar! Duygu seli bir duygusuzlukla çığ gibi saldıran yaşam önünde ne kadar çelimsizdik!
Biliyorlardı ki; biz feodal kafadaki gericiliğe karşıydık. Ama Kürt Halkının varlığının yadsınmasına da karşıydık. Yok edilmesinden değil, halk olarak tanınmasından yanaydık.
Türkali, İkinci Dünya Savaşı yıllarındaki Türkiye'yi, Komünist Partisi'nin tarihine tanıklık etmiş bir yazar olarak tüm içsel dinamikleri ve sorunsallarıyla gözler önüne sererken, yalnızca o dönemdeki sol hareketin değil, demokratından faşistine, iş adamından polisine bir toplumun tüm farklı kesimlerinin ruh halini ortaya koyar. Türkiye sol tarihinin bu ikinci cildinde de toplumun her kesiminin görüşlerinin tarafsızca, ustalıkla aktarıldığı uzun bir yolculuk, bize kendi yanıtlarımızı bulmamızı sağlayacak yepyeni araçlar armağan eder Türkali…Kendisinin de zaman zaman belirttiği gibi bir ömür sürmüştür bu roman. İleri yaşlarında Londra’da 1999 da kitabı tamamlayan Türkali; sık sık bitirmeden ölmekten korktuğunu da söylermiş. İyi ki bitirebilmiş Özellikle Türkiye Komünist Partisi'nin tarihine ışık tutan kitap ; kahramanları üzerinden hayatta mevcut her sorunu resmediyor. Türkiye siyasal tarihi için belgesel roman niteliğini yerine getirirken edebi kalitesinden ödün vermeyerek edebiyat tarihimizin de başyapıtları arasına giriyor. Dönem romanları arasında yerini aldı kişisel tarihimde… Kemalizm, Kuruluş dönemi, İkinci dünya savaşı , devinimler , TKP bilmek isteyenlere büyük bir kaynak… Okuyun…
…iç içe girmiş, arapsaçı ilmiklerle
birbirine tutturulan yaratıklardık biz insanlar ! Duygu seli bir duygusuzlukla çığ gibi saldıran yaşam önünde ne kadar çelimsizdik!