(...) Kafamı dalgalanıp büyüyen, sarkan, buruşup toparlanan, küçülen bir erbezi torbasına, yüzümü ütüsüz gömleğe benzettiğim zamanlar çok mu gerilerde kaldı? Şimdi durup dururken parmaklarıma inen satıra, tırnaklarımı kanırtan penseye ne demeli? Evet, kafamdaki engizisyon giderek büyüyor, bürokrasisi sıkı işleyen, örnek bir kurum oluyor. Neden saklayayım, hizmette kusur etmiyorum ben de.