Murat Yalçın (d. 1970, İstanbul), öykücü ve Kitap-lık dergisinin editörü.
İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nü bitirdi. 1997 yılından beri Yapı Kredi Yayınlarında çalışıyor, 2000 yılından beri Kitap-lık Dergisi editörü.
Aşkımumya (1995), Hafif Metro Günleri (1998), İma Kılavuzu (2003), Şen Saat (2006), Kesik Hava (2009), Kontrol Kalemi (2011), Karga Zarif (2012) yayımlanmış kitaplarıdır.
Sana dayanma gücü veren, hayatına ivme katan nice çemberlerden geçtiğini düşünürsün. Babanın ölümüdür yıkımlarından biri. Duvarında bir gedik açılmıştır. Ne çok rüzgâr yemişsindir oradan.
Perdeyle pencere arasında mevsimini yitirmiş iri bir sinek nasıl camları dövüp durur, günler sonra iç denizlikte kurumuş cesedi bulunur, böyle bir yaşam içinde dönenip duruyorum.
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
“Savaşlar çocukları büyütür”, dedi yaşlı kadın, buruşuk ağzının kenarındaki tükürükleri silerken. “Babalarının mezarları başında ağlayan adamlar görürsen şaşırma, yaşları büyüktür babalarından…” Bu sözler, örümcek ağına takılmış bir sinek oldu, salındı kafasının köşesinde.”
Bildiğim, çadır kurulmuş uzak tepelerin, çelebi develer ile kalender geyiklerin resmedildiği duvar halılarına bakarak kestirdiğimde düşler ülkesinden dağları aşıp yattığım yere dönemediğimdir. Denize akmış hangi dere geri dönebilmiş ki?..
Geleninin, geçeninin, kaçanının, göçeninin çok olduğu kadim şehir İstanbul. İçinde yaşarken dertlendiğimiz, bir adım öte gittiğimizde özlediğimiz, hep ondan gitmek hayalleri kurmamıza rağmen, bir türlü kopmayı da beceremediğimiz güzel İstanbul kim bilir kaçıncı kez konu oluyor öykülere, kitaplara.
Tek kelime ile muhteşem bir kitap olmuş İstanbul
Sanırım okuduğum her kitapta –değişen oranlarda da olsa- kendimi bulmam, “Her okur kendini okur” sözüyle ilişkili. Bilmiyorum, herhalde yazsam böyle bir kitap yazardım dedim okuduktan sonra.
Murat Yalçın’ı –bende dahil- bilmeyenler için kitabın başına koyduğu hayat hikayesiyle tanıdım. Peki tanımadığım birinin alakam olmayan bir kitabını neden
Dayı Parçası'ndaki dayı, kitabı okuduktan sonra bir aracı mı, ana unsur mu diye düşününce her ikisi de olabilir sonucuna ulaşıyor insan.
Ölüme yazılı bir Dayı'nın; hastalık, tedavi süreci, cenaze işleri ve ölümünün ardından onun hatırası ile yeniden var oluşu sürecinde, anlatıcının dayısına ek olarak hem kendisini, hem dayısıyla ilişkili olan kişileri hem de çevreyi, edindiği duygusal haliyle aktarmasını okuyoruz. Dayı'nın bir ideolojik geçiş sürecini de bu hastalığı ile ölümü arasında görüyoruz. Eski bir solcudan milliyetçiliğe ve kaderciliğe uzanan yaşamıdır bu süreç.
Dayı ParçasıMurat Yalçın (Editör) · Can Yayınları · 202029 okunma