Ben şimdi
kitap okumaya kalksam,
sonunda şair ölür.
Hatta belki de
sana gelmek için yola çıksam,
yol biter,
uçurumlar başlar.
Gülümse biraz deme bana o yüzden,
bazı şeyler için
çok geç kaldım ben.
Ben bu hayatta her yol ayrımına,
yol belki sana çıkar diye sabretmişken,
senin kılını bile kıpırdatmamana
kırgınım.
Bana hiç kendimi,
bir çiçek tarlasında koşuyormuş gibi hisettirmemene
kırgınım.
Ben senin yerine kimseleri koymamışken üstelik,
aklına gelmiyor oluşuma
çok kırgınım.
Beni kırılmaya,
böylesine alıştırmana,
çok kırgınım.
Bir süre sonra
kabul ediyorsun.
Biliyorsun,
her seferinde
bir öncekinden daha fazla acıyacak
ama kaşıyorsun o yarayı.
İyileşmesinden korkup
kaldırıyorsun kabuğu
inatla.
Acısını sevmişsin çünkü onun.
Bu karın ağrısı çünkü,
başka birisiyle mutlu yaşamaya
değişilmez.
Hayatımda en mutlu olduğum anları düşünürken,
aklıma bu denli çok gelmene kırgınım.
Bitenlerin pişmanlığıyla değil,
yaşananın gururuyla yürüyeceğim diye atarken adımlarımı üstelik,
her kaldırım köşesinde gözlerimin yaşarmasına çok kırgınım.