Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk ve Muhalefet Arasındaki İktidar Mücadelesinde Son Hamle: İzmir Suikasti

Hesaplaşma

Vahdettin Engin

Hesaplaşma Gönderileri

Hesaplaşma kitaplarını, Hesaplaşma sözleri ve alıntılarını, Hesaplaşma yazarlarını, Hesaplaşma yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
alıntıda anlatılan konu ile ilgili türk tarih kurumunun yaptığı kısa film ile alakalı bir iki şey söylemek için bu gönderiyi alıntılıyorum.. (ilgili video; youtu.be/7K6LL04iPd0?si=... ) 1. videoda yer alan Mustafa Kemal'in üniforma yakalıkları o dönem Mustafa Kemal'in kullandığı yakalıklar değildir.. zira o
Poyraz Ayrıç

Poyraz Ayrıç

@PoyrazA
·
16 Nisan 16:09
Mustafa Kemal'in 15 Mayıs 1919 günü Sultan Vahdeddin ile yaptığı görüşmede, Vahdeddin'in Mustafa Kemal'e söylediği şu sözler bugüne kadar süren bir tartışmaya neden olmuştur: "Paşa, Paşa, devleti kurtarabilirsin!" Vahdeddin'in bu sözlerini duyan Mustafa Kemal de ciddi şekilde şaşırmış ve hayrete düşmüştür. Hatta ilk
Sayfa 219 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Atatürk ve Kara Kemal Buluşması
Kara Kemal eski ittihatçılarla Atatürk arasındaki ihtilafı gidermek amacıyla İzmit'te Atatürk'le 17-18 Ocak 1923 tarihinde buluşmuştu. Buluşma sırasında Atatürk, Kara Kemal'den İttihat ve Terakki'nin ne yapmak istediğini bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğini sormuştu. Kara Kemal; cevap olarak İttihat ve Terakki'nin darmadağın olduğunu, önde gelenlerden bir kısmını hayatını kaybettiğini, hayatta olup da önde gelen liderlerin farklı yerlerde bulunduklarını, bu sebeple onların düşüncelerini bilemediğini anlattı. Sonra da kendisinin Milli Mücadelenin tamamıyla yanında olduğunu ilave etti. Kara Kemal'e göre; ülke İdaresi vatanı kurtarmış olanlar, özellikle de Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmeliydi. İttihat ve Terakki'nin vatanı kurtaranlara karşı ancak destek duyguları olabilirdi.
Sayfa 18 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Güzel bir tespit
Atatürk gerçek anlamda millete dayanmayı tercih eden ve darbe yaparak iktidara gelmeyi hiçbir zaman aklından bile geçirmeyen çok büyük bir liderdi. Nitekim tek başına hareket etmesi pekala mümkünken; bütün Milli Mücadeleyi meclisle beraber yürütmesi bunun en somut delilidir. Öyleyse; Atatürk'ten sonra Cumhuriyet Türkiye'sinde, onun adına yapılan darbelerin ne kadar Atatürkçü oldukları gerçekten izaha muhtaçtır.
Sayfa 287 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
İzmir Suikasti davası İttihatçılar ile bir hesaplaşmadır
Nitekim İzmir'de mahkemenin devam ettiği günlerden birinde Mustafa Kemal Paşa Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras'a şöyle diyecekti: "Bir ölüm dirim kavgası bu. Onlar istediler. Hepimizi yok etmek için harekete geçtiler. Milletin hayrına olarak rejimi ve kendimizi korumak için en son şiddet derecesi ile tam bir tasfiye yapmak tarihi bir vazifemiz olmuştur. Biz tasfiyeyi yapmazsak onlar bizi yok edecekler."
Sayfa 285 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
İzmir Suikasti Davası Sonrası İsmet Paşa'dan Yorum
İsmet Paşa'nın bir başka değerlendirmesi de bu bağlamda önem kazanıyor. Suikast tertipçileri arasında yer aldığı iddiası ile idam edilen Abdulkadir, İsmet Paşa'nın sınıf arkadaşıdır. İsmet Paşa; anılarında Abdulkadir'i son derece enerjik, kararlı ve temiz bir kişi olarak tanıtıyor ve "Suikast işinde eğer Abdulkadir olsaydı durum çok vahim olur, Abdulkadir bu işi muhakkak bitirirdi" diyor. Bu ifadelerden anlaşılan şudur; dönemin başvekili eski Ankara Valisi Abdulkadir'in, suikast işinde yer almadığını, eğer yer alsaydı muhakkak sonuçlandıracağını kabul etmektedir.
Sayfa 284 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
İsmet Paşa'nın Yargılamalara ve İnfazlara Karşı Yıllar Sonra Yorumu
İsmetpaşa'da yıllar sonra benzer bir yorum yaparak Cavit Bey'in Aslında suçu olmadığını kabul ediyor. "Cavit Bey'in durumu İttihat ve Terakki'nin başta gelen şahsiyetlerinden biri olarak değerlendirilmiştir. Ama ben onun şiddet hareketlerine, suikast teşebbüslerine girecek tabiatta olduğuna hiçbir zaman ihtimal vermedim. İnsan siyasi bir teşkilatın başına geçtiği zaman, onun sorumluluğu nereye kadar varır belli olmaz. Cavit Bey'in başına gelen de siyasi hayatın tabiatında mevcut olan en ağır ihtimaldir."
Sayfa 284 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İstiklal Mahkemeleri Tam Anlamıyla Tarafsız Olamamış
İzmir Suikasti davasına bakan İstiklal Mahkemesi'nin üyeleri ve savcısı sonraki dönemlerde doğal olarak eleştirilmişler, taraflı hareket etmekle suçlanmışlardır. Nitekim mahkeme safhasında bunun örneklerine de rastlanmıştır. Doktor Nazım'ın sorgulanması yapılırken Mahkeme Başkanı Ali Çetinkaya'nın "Buna delil olmak üzere Tanin gazetesinin bizim umdelerin neşrinden on iki gün sonra İttihat ve Terakki reislerinin toplanarak kongre yaptığı hakkında bir makalesi vardır" şeklinde bir ifadesi var. Burada Ali Çetinkaya, "Bizim umdeler" kavramını Halk Fırkası'nın dokuz umdesi için kullanıyor. Ali Çetinkaya'nın bizim umdeler derken, tarafsız olması gerekirken bir mahkeme başkanı yerine, Halk Fırkası'nın sözcüsü gibi davrandığı açık olarak görülüyor...
Sayfa 277 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Doktor Nazımın Mahkemedeki Müdafası
Gazipaşa bu memleketin banisi ve kurucusudur. Binbir meşakkat içinde tesis ettiği hükümetin, devletin gayet kuvvetli olmasını ister...
Sayfa 235 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Ali Fuat cebesoy'un İzmir Mahkemesi sonrası düşünceleri
Bir aydan beri Paşa rütbesine yükselmiş şerefli bir asker oluşumuz, yasama dokunulmazlığımız, geçmişteki hizmetlerimiz, şahsiyetimiz hepsi unutulmuştu. Haksız ve saygısızca yapılan muamelelerin izleri derin ve köklü idi. Bu muameller bizi o kadar yıpratmış, istikbal hakkında o kadar ümitsizliğe düşürmüştü ki hiçbir şeye inanamaz hale gelmiştik. Mahkeme başından sonuna kadar bizi itham altında tutmuştu. Hatta berat kararı verirken bile ithamını devam ettirmiştir. Şerefsiz, adi, hakir bir mevkiye düşürülmek isteniyorduk. Cürümden aylarca evvel haberimiz olduğu halde bunu durduramamak ve ilgili makamlara duyurmamakla itham edilmemizin hiçbir delili ve mantıki mesnedi yoktu ama itham ediliyorduk. Biz ki Gazi'yi çocukluğundan beri tanıyan ve onunla şahsi dostluklarımız olan şahsiyetlerdik...
Sayfa 173 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Saat 13.00'te sanıklar mahkeme salonuna alındılar. Sanık Paşalar salona girerken en önde Refet Paşa yürümekteydi. Onun arkasından Mersinli Cemal, Kazım Karabekir, Cafer Tayyar ve Ali Fuat Paşalar gelip yerlerine oturmuşlardı. Her duruşmada olduğu gibi bu defa da mahkemede görevli subay ve jandarmalar paşalara Selam durmuşlardı.
Sayfa 170 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.