Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hocaefendi'nin Sandukası

Emre Kongar

Hocaefendi'nin Sandukası Gönderileri

Hocaefendi'nin Sandukası kitaplarını, Hocaefendi'nin Sandukası sözleri ve alıntılarını, Hocaefendi'nin Sandukası yazarlarını, Hocaefendi'nin Sandukası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evlât unutma ki tek tanrılı dinlerin hepsi bağışlayıcılığı öngörür ama, iktidara elinde tutanlar, yani bu dinleri uygulayanlar, kendi görüşlerinden sapanları en sert biçimde eleştirir ve onları ellerine fırsat geçer geçmez de yok ederler. Çünkü yöneticiler açısından sorun Allah sorunu değil, iktidar sorunudur. İktidarı Allah adına ellerinde tuttuklarını öne sürenler, aslında kaba kuvvet aracılığı ile iktidarı ele geçirip, hükümdarlıklarını yine silah gücü ile sürdürenlerdir... iktidarlarını korumak için işledikleri cinayetleri örtbas etmek için de ('kendi menfaatim için yapıyorum' diyemediklerinden) Allah'ın hizmetinde olduklarını öne sürerek halkı aldatırlar. Aslında din adına yapılan savaşların pek çoğu kişisel iktidar ve para hırsı adına işlenen cinayetlerdir.
Sayfa 113 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
Tarih tekerrür, kimin gücü kime yeterse.
"... Hristiyanların insanları yaktıklarından söz ediyorsun ama, siz de Hurufileri daha yeni, toptan katletmediniz mi?"
Sayfa 113 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
Reklam
... "herkesin dini, imanı kendine. Sakın ha ki insanların dinine imanına karışmayasın."
Sayfa 84 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
Günaydın
"Bu doğan güneş kim bilir nelere gebe bir günü getiriyor?"
Sayfa 77 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
Raşid, falakanın niçin en etkili işkence aracı olduğunu şimdi anlıyordu: Hep aynı yere inip kalkan ince sopa, zamanla insanın etini yiyor, sinirlerini ortaya çıkarıyordu. Falaka insanın canını tabanlarına getiriyordu. İşkencenin etkisi, sürekliliğindeydi. Aynen idman gibi: En etkilisi, en az zorlayanı ve en sürekli olanıydı. Çünkü hem öldürmüyor ya da bayıltmıyor, hem de insanın her türlü direnişini alıp götürüyordu.
Sayfa 70 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
Kitap yaktıran bir adama karşı hiçbir iyi duygu besleyemiyordu. Kitap yakmak da aynen insan yakmak gibi engizitör kafirlerinin işi değil miydi?
Sayfa 65 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
Reklam
Fatih Sultan Mehmet,
Asıl gerçekleştirilmesi gereken hedef, Müslümanlığın tüm mensuplarını kucaklayabilecek ve tüm gelişmeleri destekleyebilecek nitelikte olduğunun kanıtlanmasıydı. Ancak bu yolda bölünmüş Hristiyanları Müslüman Bir İmparatorun tacı altında toplayabilirdi.
Sayfa 51 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
Fatih Sultan Mehmet'in
Amacı, Ortodoksları ve Katolikleri tek bir imparatorluk altında biriktirmekti. Bunun için de Müslümanlığın tüm öteki dinlere müsamaha ile bakmakta olduğunu göstermeliydi.
Sayfa 50 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
"İnsanoğlu yüzyıllardan beri sürüler ile sürülere uymayı reddedenler arasındaki savaşlarla ilerlemiştir. Ne zaman sürüler kazanmışsa, o zaman ilerleme durmuş, ne zaman yenilikçilerin sesi kısılmışsa, o zaman insanlık geriye gitmiştir."
Sayfa 44 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
"İşaretimiz sağ elin işaret ve orta parmaklarının yukarıya kaldırılmış hali olsun."
Sayfa 31 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
Reklam
"Sen aslında günahkâr vücudun ile erdemli aklın arasındaki kavganın denge noktasında oluşan bir mahlûk'u eşref değil misin?"
Sayfa 28 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
ROMANIN HİKAYESİ ... Osmanlıca bir el yazması metin uzatmıştı bana... metin esas olarak Fatih Sultan Mehmet döneminde kurulmuş olan gizli bir öğrenci örgütünden ve bu örgütün önlemeye çalıştığı "organize bir cinayetten" söz ediyordu.
Sayfa 9 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
1968 Şubat 29'u soğuk ve karlı gecede Elif Kitabevinin kapısına karton bir kutu içinde el yazması belgeler bırakılır.
Emre Kongar
Emre Kongar
günün sabahında kitabevine uğrar. El yazması belgelerin bulunduğu karton kutuyu 2 kişi karıştırmaktadır, bunlardan biri
Umberto Eco
Umberto Eco
, bir diğeri
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
tur.
Emre Kongar
Emre Kongar
da eşlik etmeye başlar onlara. Umberto Eco Latince yazılan el yazmalarını, Orhan Pamuk Osmanlıca el yazmalarını incelemektedir. Sonra Orhan Pamuk Osmanlıca Öğrencilerle igili el yazmalarını Emre Kongar'a uzatır. Böylece bu kitabın serüveni başlar.
Hocaefendi'nin Sandukası
Hocaefendi'nin Sandukası
Aynı Kutu içinde serüveni başlayan diğer kitaplarsa, Eco'nun
Gülün Adı
Gülün Adı
ve Pamuk'un
Beyaz Kale
Beyaz Kale
kitaplarıdır.
Yazarımızın Umberto Eco ve Orhan Pamuk'la tanışması
Sobanın başında iki kişi daha oturuyordu. Aslan Bey, "Bu bey İtalyan hem estetikçi hem semiolog, Bologna Üniversitesi'nde öğretim üyesi" diye oturanlardan birini bana takdim etti. Öteki genç için de, "Orhan Pamuk" "çok önemli bir yazar olacak" dedi.
Sayfa 8 - Remzi Kitabevi - 3. Basım - Şubat 1990Kitabı okudu
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.