Paperback. 16,00 / 24,00 cm. In Turkish. 197 p. Translated by Orhan Ates Mezhepler, en öz anlamda "din anlayisindaki farkliliklarin kurumsallasmasi sonucu ortaya çikan beseri yapilar" olarak tarif edildiginde mezheplerin din ile özdes yapilar olmadigi, beserî oldugu, olusumunu tamamladigi süreçle ve sosyal yapi ile yogun bir etkilesim içerisinde oldugu anlasilacaktir. Islam tarihi tetkik edildiginde mezhepleri, herhangi bir dinin anlasilma biçimleri olarak ele almak yerine onu din ile özdes kilan yaklasimlarin ilgili din mensuplari arasindaki sosyal barisi bozmaktan ve ayni din çatisi altinda birlesen insanlar arasinda tefrika ve tenafür olusturmaktan öte baska bir etki yapmadiklarini söyleyebiliriz. Mezhep, insanlik tarihinin bir gerçegidir ve sadece Islam dinine has bir olgu degildir. Gerek ilahî gerekse beserî her düsüncenin, ikinci ve üçüncü sahislara ulastigi andan itibaren yeni bir yoruma ve yeni bir tanimlamaya maruz kalmasi kaçinilmazdir. Din ile ilgili yapilan ve benimsenen yeni yorumlar ayni zamanda o dinin ulastigi topluluk içerisinde tutunmasina vesile olur. Ibâzilik Islam düsünce tarihinde kurumsallasan ilk firkalardan birisidir. Ancak Ülkemizde Ibâzilik hakkinda yapilan arastirmalar henüz istenilen seviyeye gelmemistir. Özellikle Ibâziyye'nin Kuzey Afrika boyutuyla ilgili yeni arastirmalara ihtiyaç vardir. Çevirisini yaptigimiz Dr. Halîfe en Nâmî tarafindan hazirlanan Ibâzilik ile ilgili doktora tezinin bu alana ciddi katkilar yapacagi kanaatindeyiz.
