“Kendini beğenmişliğe çok az miktarda da olsa her insanda rastlanır. Kendini beğenmişlik belirli bir ölçüyü aştı mı, son derece tehlikeli nitelik kazanır.”
Uzun araştırmalarım sonucu yeni yıl için okuma listem hazır. 🥳Tavsiyelerini aldığım arkadaşlarıma da ayrı ayrı teşekkür ederim. 🙏🤗 İsteyen yararlanabilir 🤹♂️
Bilim;
1.
Alfred Adler 1924' de diyor ki: "
Kadın ve erkek arasındaki toplumda görünen bu kabul normal değildir."
Farklı bakan insanlar hep olacak, ve hayata anlam katanlar kuşkusuz o insanlar olacaklar...
"Kadının erkeğin egemenliği altına girmek için yaratıldığına inanmışlardır bir kez."
Syf.295
Bir yay, üzerine ne kadar kuvvetli bastırılırsa, o kadar yükseğe fırlar, yeter ki basınç altında kırılıp kopmasın.
Bunun gibi yetersizlik duygusu da bir tek insanın ya da bir topluluğun üzerine ne kadar kuvvetle bastırırsa, söz konusu kişi ya da topluluk o kadar yukarı fırlamak ister.
İnsan tek başına yetersizdir, ancak toplum içinde yaşamını sürdürebilir. Mutlak bir doğru varsa, toplum bu biricik mutlak doğrudur. Yetersizlik duygusu insanı toplum dışına iter; ne var ki, doğuştan insanda var olan toplumsallık duygusunun kalıntıları yeniden diriltilip, insan yeniden topluma kazandırılabilir. Toplum dışına itilen insan ‘kötü’ değil, yalnızca cesareti kırılmış biridir; cesaretlendirildi mi, tekrar toplumun yararlı bir üyesi durumuna sokulabilir.
Toplumsallık duygusuyla yetersizlik duygusu arasındaki çatışmadan insanın “devinim yasası” ortaya çıkar, çünkü yaşam devinim demektir.
"Üzüntüye kapılmış kişi aslında davacı rolündedir, çevresine cephe almış bir tutumu sergiler. Her ne kadar üzüntünün insan yaşamında doğal bir yeri varsa da aşırısı çevre için düşmanca ve zararlı ögeleri içerir." diyor İnsanı Tanıma Sanatı 'nda Alfred Adler üzüntülü insanlar için.