Işın Çağı Çocukları kitaplarını, Işın Çağı Çocukları sözleri ve alıntılarını, Işın Çağı Çocukları yazarlarını, Işın Çağı Çocukları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilim insanlarının yoğun çalışmaları sonucunda, depremleri çok önceden bildiren aygıtlar yapılmıştı. Ayrıca, tüm yapılar, depreme dirençli manyetik güçlerle beslenmiş gereçlerle oluşturuluyordu. Işın çağında "insan"a çok değer veriliyordu. Pek az bir tehlike olasılığı bile göz ardı edilmiyordu. Bu yüzden insanların, deprem sırasında, gökte geçici olarak oluşturulan ışın alanlarına sığınmaları sağlanıyordu. Deprem sona erince insanlar evlerine dönüyorlardı.
Tanrı, özenerek yarattığı insanoğlunu çok sever. Bu sevgi nedeniyle dünyayı onun ayaklarının altına sermiştir. Üstelik ona akıl ve düşünme yetisi armağan etmiştir. İnsanoğlu, tüm bu olanakları gereği gibi değerlendirememiştir.
Kanımca, doğmak, büyümek, sadece karnını doyurup rahat etmek için çalışmak ve içgüdülerin buyruğuyla üremek, "yaşadım" demek için yeterli değil. Bir insanın gerçek anlamda "yaşadım" diyebilmesi için insanlığa yararlı bir şeyler yapabilmiş olması gerekir.
Dünyanın gelecekte olan bir nükleer savaştan dolayı yaşanılmayacak hale geleceğini düşünen bir devlet ülkedeki yeni doğan zeka seviyesi yüksek olan bebekleri kaçırarak gizli bir okul kurarlar bu çocuklar özenle yetiştirilip büyütülüp vatan sevgisini içlerine kazıyıp bu uğurda var gücüyle çalışmalarını anlatır.
Asıl amaçları nükleer savaştan sonra verimsiz dünya toprağından ürün elde edilemiyecek oluşundan dolayı uzayda gıda üretimini amaçlamaktadırlar.
Ve umdukları gibi dünya savaşı olur ve insanlığa yetecek şekilde fasulye tanesi kadar bütün proteinleri içinde taşıyan bir besin maddesi oluştururlar.
Ama olumsuz tarafı ise insanlığın devamı için kendi hayatlarının sonuna kadar uzayda kalarak kendilerini üretim yapmaya adarlar.
Çocukken okuduğum, kendimce anlamlandırmaya çalıştığım bir kitaptı. 1998 yahut 1999 yılında yazar, okuduğum ilköğretim okuluna -Hasan Ali Yücel İlköğretim Okulu, Buca, İzmir- gelmişti ve kitaplarını imzalı olarak almıştık. İmzalı kitap şimdi kim bilir nerededir :( Sanırım o günkü halimle bu eserden pek bir şey anlayamamışım. Çünkü kitap, çocuklara yönelik yazılmış olsa da yeterince "yetişkin" özellikler taşıyor. Birçok yetişkinin bile zihnini yoracak türden bir 127 sayfa... Umut dolu olması ve bir "ütopya"ya doğru götürmesi pozitif yanı. Kahramanların ruhsal derinliklerine inilmemesi ve belki de "çocuk kitabı" olma özelliğini bozmamak adına 127 sayfa ile sınırlandırılması da eleştirebileceğim yanları. Sürükleyici ve bir o kadar da beyin yorucu bir macera. 50. basımı okumuş olsam da değeri henüz yeterince anlaşılamamış nitelikli bir yerli bilim-kurgu.
Ülke başkanlarının, öteki insanlardan bir ayrıcalığı yoktu. Başkanlar, halka götürülecek hizmetlerin düzen ve uyumunu sağlamakla görevliydiler. Bunun dışında başka bir işlevleri yoktu.
Işın çağından önceki çağdan kalma kitaplar, filmler, resimler, savaş planları, savaş raporları, soygun, baskın, cinayet dosyaları, çeşit çeşit insan öldürme araçları... Işın çağı insanlarına tiksinti ve utanç veriyordu.
İnsanlar artık, açlıktan kırılıp yok olma korkusundan sıyrılmışlardı. Umutsuzluk, yerini umuda, yaşama sevincine bırakmıştı. Herkes yararlı bir işim ucundan tutuyordu.
Işın çağında insanoğlunun bu tür doğa olayları yüzünden acı duyması ve yok olması çoktan önlenmişti. Bilim adamlarının yoğun çalışmaları sonunda depremleri çok önceden bildiren aygıtlar yapılmış. Ayrıca tüm yapılar depreme dirençli manyetik güçlerle beslenmiş gereçlerle oluşturuluyordu. Işın çağında <<insana>> çok değer veriliyordu . Pek az tehlike olasılığı bile gözardı edilmiyordu. Bu yüzden insanların, deprem sırasında gökten geçici olarak oluşturulan ışın alanlarına sığınmaları sağlanıyordu.
-Çünkü efendim, düşünceden yoksun insanlar, özgürlük, eşitlik, kişisel ya da toplumsal onur, hak, adalet... gibi ilkeleri kavrayıp değerlendiremeyecekler. Bu durumda, hak dağıtan yargıçlara ve hak arayan avukatlara iş düşmeyecek.