Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Iskalanmış Barış / Doğu Vilayetlerinde Misyonerlik, Etnik Kimlik Ve Devlet 1839-1938

Hans-Lukas Kieser

Iskalanmış Barış / Doğu Vilayetlerinde Misyonerlik, Etnik Kimlik Ve Devlet 1839-1938 Sözleri ve Alıntıları

Iskalanmış Barış / Doğu Vilayetlerinde Misyonerlik, Etnik Kimlik Ve Devlet 1839-1938 sözleri ve alıntılarını, Iskalanmış Barış / Doğu Vilayetlerinde Misyonerlik, Etnik Kimlik Ve Devlet 1839-1938 kitap alıntılarını, Iskalanmış Barış / Doğu Vilayetlerinde Misyonerlik, Etnik Kimlik Ve Devlet 1839-1938 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dersim'de, yani Anadolu Aleviliğinin merkezinde, bu hadise asgari ölçüde gerçekleşmişti. Aleviler, Eski ve Yeni Ahit de dahil olmak üzere tektanrıcılığın tüm kitaplarına saygı gösteriyor, ancak Kuran'ın son kutsal kitap olduğu fikrini reddediyorlardı. Dedeler, hiçbir misyonerin görmeyi başaramadığı Buyruh adlı bir kitapta, dinsel inanışlarının tüm içeriğinin kaydedildiğini söylüyorlardı
Türk Devleti, bu etkileşime geniş ölçüde son verdi. Ancak devlet Kürdistan'da yüz yıl önce başlattığı merkezileştirme çabalarını, Kürt-Alevi Dersim bölgesinde 1938 yılında giriştiği -tarihi olarak kültür yıkımı veya "etnik kırım" olarak sınıflandırılabilecek- kanlı bir harekat ile gerçekleştirmeyi başarabildi.
Reklam
Mustafa Kemal onlara ortak bir zafer sonrasında bir Kürt özerkliği sözü verdi. Olay yerinde, yani Sivas ve Harput şehirlerinde, sadece Kürt Alevileri bir Kürt otonomisi talebiyle, çok bileşenli İttihatçı-Sünni hareketin karşısına ciddi bir şekilde çıktılar. Personelinin çoğunun savaş rejiminin temsilcilerinden oluşması nedeniyle, onlara karşı büyük bir güvensizlik duyuyorlardı.
Dersim Kürtlerinin birçoğunun askerlik yükümlülüğünü yerine getirmemeyi başarmasına rağmen, coğrafi olarak daha az korunaklı bir bölgede yaşayan Merzifon ve Yozgat Kızılbaşları, hem askerlik yapmak, hem de vergi ödemek zorunda kalıyorlardı
Osmanlı imparatorluğunun 1830'lu ve 1840'lı yıllarda Kürdistan'a düzenlediği iç sefer, Kürtlerin "reform devleti"ne olan güvenlerini kalıcı bir şekilde yok etti.
Misyonerler
Misyonlar kendilerini tarihi akışa dört noktada müdahaleye yetkili görüyorlardı. 1- incilin tüm dünyaya yayılması 2- Yahudilerin Filistin'e dönmeleri ve dine dönmeleri 3- Papa'nın iktidarsızlaştırılması 4- İslam'ın iktidarsızlaştırılması
Reklam
johannes Lohmann, Dersim'deki Alevi kadınlarının Ermeni kadınlarından daha serbest olduğunu belirtiyordu. Kadınların ve erkeklerin tarladaki ve evdeki işlerde birlikte çalıştığını görmüştür. Evrenli'den Behçet Hanım ve Seve'den Pambuk Ana, Kızılbaşların büyük saygı gören dini liderlerindendi. Cem adı verilen Alevi ibadetine erkekler, kadınlar ve çocuklar birlikte katılmaktadır. Misyonerlerden başka hiçbir yabancıyı aralarına kabul etmemektedirler
192l'de Dersim üzerine açılan çok sayıda seferden sorira- 193 7 yılında kanlı bir etnik kırımın kurbanı oldular. Devletin 189 l'den 1922'ye kadar lslami sloganlarla genellikle başarılı bir şekilde kendisine bağladığı Sünni Kürtler, 1923 yılında Kemalist devletin söz verilen özerklik konusunda kendilerini aldattığını ve etnik farklılıklarını ifade imkanlarını ellerinden aldığını anladılar.
Alevi-Kürt aşiretlerinin büyük kısmı pratikte özerk olan Dersim bölgesinde, devletin ve Hamidiye Alayları'nın tecavüzünden uzakta yaşıyorlardı. Buna karşın Dersim ve Elbistan dışında yaşayan Alevi aşiretler, ayrıcalıklı aşiretleri düzenli cezai takibattan muaf tutan bu yeni düzen karşısında, en az Ermenilerin büyük çoğunluğu kadar mağdur duruma düşmüşlerdi.
Reklam
johannes Lohmann, Dersim'deki Alevi kadınlarının Ermeni kadınlarından daha serbest olduğunu belirtiyordu. Kadınların ve erkeklerin tarladaki ve evdeki işlerde birlikte çalıştığını görmüştür. Evrenli'den Behçet Hanım ve Seve'den Pambuk Ana, Kızılbaşların büyük saygı gören dini liderlerindendi. Cem adı verilen Alevi ibadetine erkekler, kadınlar ve çocuklar birlikte katılmaktadır. Misyonerlerden başka hiçbir yabancıyı aralarına kabul etmemektedirler.
Batı Avrupa'da savaş esnasında "dost" ve "düşman" milli devletler temelinde tanımlanırken, Osmanlı imparatorluğu ve Sovyet Rusya'daki iktidar sahipleri kendi vatandaşlarına karşı onları etnik-dinsel veya sınıf aidiyetine göre ayrıma tabi tutan cepheler oluşturmuşlardır.
... ve artık yeni Türkiye'nin temelleri kurulurken bütün ilim, bütün hakikat süngünün ucunda parlıyordu ve Türk kavmi safsata ve hezeyana mantıkla değil, yumrukla cevap verecekti, verdi, artık biz bizeyiz.
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.