Filler ve Körler

İslam Düşüncesi Üzerine Söyleşiler ve Konuşmalar

Ekrem Demirli

İslam Düşüncesi Üzerine Söyleşiler ve Konuşmalar Sözleri ve Alıntıları

İslam Düşüncesi Üzerine Söyleşiler ve Konuşmalar sözleri ve alıntılarını, İslam Düşüncesi Üzerine Söyleşiler ve Konuşmalar kitap alıntılarını, İslam Düşüncesi Üzerine Söyleşiler ve Konuşmalar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kalp bir organ değil, insan ruhuna karşılık gelen bir anlam!
Sayfa 135 - Sufi Kitap
Esas olan, beden merkezli bir hayatın hızını yavaşlatabilmek.
Sayfa 249 - Sufi Kitap
Reklam
İnsan kitap okuyarak sapıtmaz, lâkin "kulaktan" duyarak sapıtma ihtimali daha çoktur.
Sayfa 129 - Sufi Kitap
Gazali şunu iddia etti: Felsefe ne kadar homojen görünürse görünsün tek bir yapıda değildir; onun içinde ciddi çatışmalar ve tutarsızlıklar vardır.
Sayfa 70 - Sufi Kitap
ibnu'l-Arabî’nin felsefe anlayışı insan ve varlık görüşünün bir yansımasıdır. İbnu’l-Arabî insanın samimiyetine inanır. İnsanın hakikat arayışının başarısız kalamayacağını söyler. İnsan hakikati ararken pasif bir şeyi aradığını düşünür. Ancak hakikat Hakk ise iş değişir: Bize kendini bildirmek isteyen bizzat Hakk'tır. İlk hatırlamamız gereken bu. Yani biz, bilinmek isteyen bir Allah’ı arıyoruz. Kendini göstermek ve tanıtmak isteyen Allah anlayışına inanmak bizim eşyaya bakışımızı değiştirir. Her insan hakikat hakkında eksik de olsa bir bilgi elde eder. Çünkü Allah herkese şahdamarından daha yakındır. İnsanın Allah’a inanıp inanmaması bunu değiştirmez. Bunu hiç unutmamak lazım. Bu çok Önemli bir düşüncedir. Benim kanaatime göre İslam’ın evrensellik düşüncesinin bir yansımasıdır bu tavır. İbnu’l-Arabî aklın yetersizliğini bize anlatır. Akıl en önemli bilgi imkânımız olsa bile, vahiy ile ikmâl edilmeden bizi tatmin edemez. Bu nokta genellikle yanlış anlaşılır ve sufilerin akıl karşıtlığını savundukları düşünülür. Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir. Tasavvuf için herhangi bir şekilde akıl karşıtlığı ifadesini kullanmak doğru değildir. Doğru tabir aklın yetersizliğini savunmaktır. Zaten felsefe de bunu kabul eder.
Tasavvufun ihlas ve ihsanla ilişkisini bütün ayrıntılarıyla izah etmek mümkündür. Tasavvufta ortaya çıkan her mesele ihlasla ilgili ortaya çıkmıştır, her sorun riyakarlıkla irtibatlı sayılmıştır. Bunun sebebi İslam’ın tevhit üzere kurulu bir din olmasıdır. İslam’da her mesele tevhitten doğar ve tevhide varır. Tevhidin pek çok meselesi vardır; fakat özünde tevhit yeterli ve tam olan bir Allah’a iman edebilmek demektir. Tasavvuf ise böyle bir imanın önündeki görünür ve görünmez engellerin ortadan kaldırılması için insanın terbiye edilmesidir. İnsan bu terbiye ile Allah'a bağlanacak, O'nu razı etmek isteyecek, ihlasla O’na yönelecektir. Bu nedenle sufiler fenaya ermeden ihlas, ihlasa ulaşmadan da tevhide ulaşılmaz diye düşünmüştür. O halde tasavvufu Cibril hadisinde beyan edilen ihsan haline ulaşmak için gerekli terbiye yöntemi olarak kabul etmemiz gerçekçi bir değerlendirmedir. Bunun dışında tasavvufun kazandığı unsurlar, ya ayrıntı veya gerçekte tasavvufa sızan unsurlardır. Tasavvuf ihsan, ihsan ise ihlas, ihlas ise ahlakta ve ibadet hayatında tevhit ilkesiyle yaşamak demektir. Müslümanların gözünde ibadet de bu demektir: ibadet insanın gözünde dünyeviliğin bütün tezahürlerinin değersizleşmesiyle tek Allah'a karşı secde halinde olmasıdır.
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.