Ve işte o eşsiz, o insanı bambaşka âlemlere götüren, olay örgüsünü bütün detaylarıyla gözünüzde canlandırabildiğiniz, içinizi ısıtan, hayata farklı pencerelerden bakmanızı sağlayan, ufkunuzu genişleten, kalpler dolusu övgüler alan ve bu övgülerin hepsini hak eden o meşhur romanla ilgili naçizane birkaç kelâm etmek için buradayım: Evet, Jane Eyre'den bahsediyorum!
Romanda ana karakterimiz olan öksüz ve yetim Jane Eyre'in küçük yaşlarda başlayan hayat mücadelesi ve katettiği yollar, elde ettiği başarılar, mutsuz bir kız çocuğundan genç ve güçlü bir kadına evrilirken yaşadığı olaylar anlatılıyor. Charlotte Brontë öyle güzel yazmış ki, hikâye insanın adeta içine işliyor. Siz anlatılanları okuyup kader ve yol ayrımları, seçimler, ilişkiler, açılan ve kapanan kapılat üzerine düşünürken, o size sık sık samimiyetle "Ey okur!" diye sesleniyor. Merakınız hiç dinmeden sonuna kadar büyük bir keyifle okuyorsunuz. Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu eserini okuyup beğendiyseniz, bu kitaba zaten aşık olmanız garanti! İçinde paralel özellikte pek çok yön buldum ve bu vesileyle de yıllar öncesine gidip, Feride'nin Anadolu'da kadın olmanın belki de en zor olduğu dönemlerdeki çetin mücadelesine bir selam çaktım!
Yazarla sohbet edermiş gibi okuduğum kitapları seviyorum, hikâyede güzellik algısının öne geçmediği, tüm karakterlerin güzel veya yakışıklı olarak tasvir edilmediği gerçekçi romanları seviyorum. O nedenle bu güzel eseri cân-ı gönülden hepinize tavsiye ederim. Sağlıcakla...