Justine ile çağımızı aşan standartlardaki betimleme yeteneğini, (
Mountolive daha başlarındayım) serinin üçüncü kitabıyla, eleştirmenlerin ‘çağdaş aşk’ dediği hale (maalesef) getirip romantizmin dibine vurmakta.
Kahraman da Leyla olmasın mı? Şimdi satır satır giderken bi çakma Leyla Mecnun’un çağdaş haline denk gelmeyeyim diye dua ediyorum.
Bir de çağdaş aşk ise
Hadrianus'un Anıları bile daha agresif bir aşkın çağdaşlığı var. E aradaki 1500 sene farkı düşünürsek…’çağdaş’ tanımı…olmaz yani Lawrence…olmaz.
Günler, düşlerin arasını dolduran boşluklardan başka bir şey değildi, zamanın, edimlerin, bitmez tükenmez konuşmaların arasını dolduran…
Ölü şeylerin kıyılarına burnunu sürten anlamsız işler gelgiti, hiçbir iklime girmeyen, bizi hiçbir yere götürmeyen, bizden olanaksız olan dışında hiçbir şey istemeyen bir varoluş.