“Size de hiç zaman donmuş gibi geldiği oldu mu?Hani dünya bir anda ölü gibi hareketsiz kalır ve bir iğnenin yere düşerken çıkardığı sesi bile duyarsınız..Kalp atışlarınız size kanların içinde boğuluyormuşsunuz gibi gürültülü gelir..O an binlerce kez öldüğünüzü hissedersiniz ama aradan yalnızca bir kaç saniye geçmiştir..”
Tüm bu zaman boyunca Barrons'un beni bir prens gibi gelip kurtarmasını bekledim. Benim geldiğim yerde erkekler bu gibi kahramanlıklara bayılırlardı. Dışarıda farklı bir dünya vardı ve tüm prensler artık yalnızdılar.
Dublin’e geldiğim gün yükselen Karanlık Ateş, şimdi farklı bir ateşe dönüşmüştü: Artık içimde Kan Ateşi vardı, kan istiyordum, içimdeki bu intikam aşkı kız kardeşimin kanına karşılık kan istiyordu.