Cioran'ın kitaplarından birine yaptığım eleştirinin altına düşülmüştü bu isim, "Caraco'yu da okumalısın" diye.. Fuarda kitabı görünce aklıma geldi bu tavsiye. aldım kitabı, okudum ve bitirdim. ince bir kitap ancak "okuyayım ve bitsin" tarzı bir kitap değil. Caraco da Cioran gibi son peygamberlerden, gerçeği görenlerden, kötümserlerden, put kırıcılardan.. Hayatını yazmaya adamış bir insan ve intihar etmeyi isteyecek kadar da karamsar.. Etmiş de, ailesi öldükten sonra.
Dili ağır değil ancak akıcı da değil, baş ağrıtıyor ve gözleri yoruyor. Çocuk yapma fikrinden vazgeçirebilir sizi yazan cümleler. Düzen ve kaosu öyle bir birlik ve karşıtlık içinde ele almış ki hayran kalmamak elde değil. Üstelik Cioran'dan farklı olarak kadına, dişiliğe ayrı bir önem atfetmiş olması beni fazlasıyla cezbetti. Ruhbanlara ve yöneticilere "giydirdiği" kısımlar en çok hoşuma giden bölümler oldu, belki de benzer düşündüğümüz için..
"Çünkü yetkililerimiz hiçbir şey bilmiyor, hiçbir şet yapamıyorlar, hiçbir değerleri yok, bizi hiçbir şeyden korumuyorlar, yalanlarla bizim beşiğimizi sallamak dışında hiçbir konuda hemfikir değiller, tek amaçları kazandıkları ayrıcalıkları korumak vs yerleşik düzenlerini sürdürmek." ( sf. 77)
Diğer eserleri de dilimize kazandırılır umarım.