Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Eski Yunan Uydurmacası Nasıl İmal Edildi? 1785-1985

Kara Atena

Martin Bernal

Kara Atena Sözleri ve Alıntıları

Kara Atena sözleri ve alıntılarını, Kara Atena kitap alıntılarını, Kara Atena en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Büyük İskender’in kendini Ammon’un oğlu saydığı açıktır. İskender, Mısır’ı fethettikten sonra, tanrıların büyük kahinine danışmak için Libya’daki Siwa vahasına gitmek üzere çöle çıktı. Kahin, Büyük İskender’e Tanrı’nın oğlu olduğunu söyledi; bu, bundan sonra basılan İskender sikkelerinin onu niçin boynuzlu bir Ammon olarak resmettiğini açıklamaktadır. İskender’in yaşamının son yılında birtakım tanrıların kılığına girerek kendisine tapılmasını istediği ve İskender’in babasının Filip değil de Ammon olduğu düşüncesinden hareketle, insanların onun önünde yere kadar eğilmelerini bile talep ettiği yolundaki birçok anlatım, çağdaş tarihçiler tarafından iftira olarak tanımlanmaktadır. Öyleyse, Ammon’un oğlu kimdi? Eski Mısır geleneklerine göre, Osiris, Ra’nın oğluydu. 12. Sülale zamanında Amon kültünün ortaya çıkmasıyla, ikisi Amon-Ra olarak birleşti. Yeni Krallık döneminin sonlarına gelindiğinde, Ra ile Osiris arasında gizemli bir birleşmenin olduğu görüldü. Nitekim, Diodoros Sikeliotes’te ya da onun MÖ 2. yüzyılda yaşamış kaynağı İskenderiyeli Dionysos Skytobrachion’da gördüğümüz Ammon ile Dionysos’un birbirine iyice karıştırılmasının, Mısır teolojisinde de örnekleri bulunmaktadır. Her halükarda İskender kendisini Ammon ile oğlunun birleşmesiyle sinkretismosa uğramış bu Tanrı olarak görmüştür.
Sayfa 185
Yahudilere karşı dinsel nefret ile etnik düşmanlık arasında her za­man hatırı sayılır bir örtüşme olmuştur.
Sayfa 465 - Kaynak Yayınları
Reklam
çevirenin notu
"Colony" başlangıçta, anavatandan ayrı bir toprağa yerleşen, fakat anavatanın hükümranlığı altında bulunan insan gruplarını anlatmak üzere kullanılıyordu. Zamanla dilimizde "sö­mürge" sözcüğüyle karşılanan anlamı edindi. "Colonialism'', dilimize "sömürgecilik" olarak çeviriliyor. Sözcük, adeta bir Güneylilik bilincini yansıtırcasına, "sömürmek" fiilinden türetildiği için, ekonomik ilişkilerin gerçek mahiyetini çok iyi anlatmakla birlikte, "yerleşme" anlamı kayboluyor. Eskiden kullanılan "müstemleke" sözcüğü, sömürü ilişkisine doğrudan vurgu yapmazken, "mülk" kökünden geldiği ve "istimlak" sözcüğüne dayandığı için "bir yeri mülk edinip oraya yerleşme" anlamını daha iyi ifade ediyor.
Sayfa 19 - KAYNAK YAYINLARI - BİRİNCİ BASIM - HAZİRAN 1998Kitabı okuyacak
çevirenin notu
Martin Bernal, Yunanca isimlerin verilmesinde tutarlı olma güçlüğünden söz etmektedir. Bu güçlük, Türkçe için de söz konusudur. Yunanca isimler dilimize birkaç kanaldan girmiştir. Bunun sonucunda, örneğin Platon, Arapça versiyonuyla Eflatun şeklinde dilimize girerken, Yunanlıların İrodotes diye tanıdıktan tarihçinin adı bizde Latince üzerinden Fransızca versiyonu ile Herodotes ya da Herodot olmuş, Yunanlıların adını Eshilos diye telaffuz ettiği yazar, İngilizcede Aeskhylus, Fransizcada Aiskhylos şeklinde, dilimizde ise metin hangi Batı dili üzerinden çevirildiyse o şekilde yazılır olmuştur.
Sayfa 20 - KAYNAK YAYINLARI - BİRİNCİ BASIM - HAZİRAN 1998Kitabı okuyacak
15. yüzyılda yunan araştırmalarının canlanması, yunan edebiyatına ve dinine karşı bir sevginin ve Yunanlılara benzeme isteğinin doğmasına yol açtı; fakat hiç kimsenin aklına Yunanların, Mısırlıların öğrencisi olduğu gelmedi.
Sayfa 76 - Kaynak Yayınları
Sözcükler ancak başka sözcükler yardımıyla tanımlanabilir.
Sayfa 51 - Kaynak Yayınları
Reklam
Avrupa merkezci görüş, insan uygarlığını bütünsel bir süreç olarak görmeyi reddeder.
Sayfa 13 - Kaynak Yayınları
Mısır metinlerinin çevirileri 1850’lere kadar, eski tarih uzmanlarınca güvenilir kabul edilmedi.
Sayfa 356 - Kaynak Yayınları
İngiltere’de 1680’lerde Hermesçi ve Gülhaççı geleneklerden yeni, aynı ölçüde radikal bir entelektüel güç ortaya çıktı. Yeni hareket iki katmanlı bir felsefeyi ve seçkin kesimin kitlelerin dinsel patırtısının ötesine geçmesini savunuyordu. Kitlelerin kendi özel inançlarının gereklerini yerine getirmesi hoş görülmeli fakat siyasal ve entelektüel iktidar, güvenli bir şekilde Aydınlanmış azınlığın elinde olmalıydı. Bu genel tavır, 18. yüzyıldaki İngiliz toplumuyla mükemmel bir uyum içindeydi.
Sayfa 264
İslamın ilk dönemlerinde, henüz derinlemesine incelenmemiş olan (bunun nedeni kuşkusuz, kısmen, metinlerin son derece içine nüfuz edilemez nitelikte olmasıdır) felsefi bir Hermesçiliği vardı.
Sayfa 226 - Kaynak Yayınları
Reklam
1890'larda eskiçağ tarihi ile ilgili tarihyazıcılığına bü­yük ölçüde egemen olan antisemitizm, Samilerin özünde yaratıcılıktan uzak olduğu yolundaki genel inancı muhafaza etmek için Mezopotamya uygarlığının bütün yönlerini Sümerlere mal ediyordu.
Sayfa 465 - Kaynak Yayınları
Pythagoras'ın tarikat fikrini Mısır'dan getirdiğine kuşku yoktur.
Sayfa 409 - Kaynak Yayınları
Mehmet Ali Paşa, Mısır ekonomisinde, toplumunda ve devlet yöne­timinde bir modernleşme başlattı; bu, ancak Rusya'da.Büyük Petro'nun ve Japonya'da Meiji İmparatoru'nun modernleşme hareketleri ile kıyas­lanabilir.
Sayfa 349 - Kaynak Yayınları
Emperyalist ideolojiye göre Batı coğrafyasının köklerinde ne varsa, çağdaş uygarlığı beslemektedir. Doğu’nun geçmişi ise durağanlığı ve geriliği.
Sayfa 14 - Kaynak Yayınları
Statükonun kuşatma altındaki birçok savunucusu gibi, Mitford da kendi savunduğu görüşlerle bütün ciddi bi­limcilerin hemfikir olduğunu ve onunla birlikte Yunan uygarlığının kay­nağının Mısır olduğuna inandığını ileri sürmüştür.
Sayfa 279 - Kaynak Yayınları
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.