Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kaygılarımızın Kışı

John Steinbeck

En Eski Kaygılarımızın Kışı Gönderileri

En Eski Kaygılarımızın Kışı kitaplarını, en eski Kaygılarımızın Kışı sözleri ve alıntılarını, en eski Kaygılarımızın Kışı yazarlarını, en eski Kaygılarımızın Kışı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
344 syf.
6/10 puan verdi
Steinbeck bu kitabında bir adamin kaygılarının kışından sonra gelen yazını anlatmış, o adamın, Ethanın, o yazı getirmek için neler yaptığını ve sonunda o yazın nasıl bir tek onun içini ısıtamadığını. Aslında dürüst biri olan Ethan, ailesi için prensiplerinden vazgeçer ama onun kafasında temelli değildir bu değişim. Zengin olabilmek uğruna çıktığı yolda istediği yere varınca eski haline dönecektir, istediği budur. Ama aldığı kararlar ve yaptıkları onu bambaşka bir yere sürükler. Para, hastalığı yok etmez sadece semptomlarını değiştirir diye bir mesajda veriyor yazar ve bir insanın sadece dürüst kalarak zengin olabileceğine ihtimal vermiyor, en azından o zamanların Amerikasında. Sonuç olarak, okuyun derim ben :)
Kaygılarımızın Kışı
Kaygılarımızın KışıJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20141,027 okunma
344 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
"Fenerlerden oluşan bir toplum olduğu, dünyayı kaplayan bir şenlik ateşi bulunduğu yalan. Herkes kendi fenerini taşıyor, kendi kimsesiz fenerini."cümlesi kitabın son parağrafına yakın bir yerde geçiyor. Kitabı özetleyen bu cümle, yazarın, Ethan karakterini,zenginleşme ve para kazanma arzusuyla yanıp duran ailesi üzerinde bireyin kendi kişiliğinden ve ilkelerinden ödün vererek zenginleşmesine dair olaylar silsilesini anlatmakta. Verilen ödünlerin ne kadar fayda verdiğini düşündürmekle mesaj vermeye çalışan yazar, basit kurguyu, iç monologdan çok kişiler arası diyaloğu tercih ederek toplumsal bir durum anlatmış. Çevirmenin anlatımı, alt yazılı filmlerdeki çevirler gibi, üslup kaygısından çok çevirmekle meşgul olmuş. Beklenti çok yüksek olmayacaksa okunmaya değer. İyi okumalar.
Kaygılarımızın Kışı
Kaygılarımızın KışıJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20141,027 okunma
Reklam
" İnsanlar nakavt olmaz, yani daha doğrusu büyük şeylere karşı direnebilirler. Onları asıl öldüren aşınmadır; hafifçe dürtüklene dürtüklene başarısızlığa itilirler. Korkmaya yavaş yavaş başlarlar. Ben korkuyorum. Long Island Elektrik Şirketi ışıklarımı sürdürebilir. Karımın kıyafete ihtiyacı var. Çocuklarımın... ayakkabı ve eğlenceye. Peki ya okula gidemezlerse? Üstüne aylık faturalar ve doktor ve diş ve bademcik ameliyatı, ayrıca bunun ötesinde ya hasta olur da bu kahrolası kaldırımı süpüremezsem? Elbette anlayamazsınız. Süreç yavaş. İnsanın bağırsaklarını çürütüyor. Gelecek ayın buzdolabı taksitinden öteyi düşünemiyorum. İşimden nefret ediyorum ve onu kaybetmekten korkuyorum. Bunu nasıl anlayacaksınız? "
Sayfa 25 - Sel Yayınları
Ah, bana öyle şeyler anlattı ki, duysan inanmayacağın erkekler. Hatta kimileri insan içinde ondan hoşlanmıyormuş gibi davranıyor, sonra gizlice evine gidiyor ya da onu arayıp buluşma ayarlamaya çalışıyor -sözde sofular, önce ahlak bekçiliği yapıp sonra da gidip böyle işler çeviriyorlar.
Sayfa 47 - Sel Yayınları
O hep böyledir. Değişiklerden hoşlanmaz -ufak değişikliklerden yani. Büyük değişiklikleri herkesden iyi kaldırır; birinin parmağı kesildiğinde öfkeden kudurur ama boğazı kesilse sakin ve etkin davranır.
Sayfa 105 - Sel Yayınları
Şu kadınlar ne harukulada yaratıklar. Nedenini anlamasam bile yaptıkları şeylere hayranlık duyabiliyorum.
Sayfa 100 - Sel Yayınları
Reklam
"Bu meseleyi kendin cözmelisin. Bir kişi için doğru olan bir başkası için yanlıştır ve neyin ne olduğunu ancak en sonunda anlarsın." Yaşlı piç istese bana yardımcı olabilirdi ama belki de hiç önemi yoktur. Kimsenin nasihat istediği yok -herkes onaylanma derdinde.
Sayfa 122 - Sel Yayınları
İnsan her şeye alışıyor. Kıyıma, cenaze kaldırmaya, hatta idama bile; insan bi kere alıştıktan sonra işkence masasıyla kerpeten de yalnızca birer aletten ibarettir mutlaka.
Sayfa 148 - Sel Yayınları
İçeride, dükkân gözüme değişmiş gibi göründü, yeni gibi. Daha önce hiç görmediğim şeyleri gördüm, beni kaygılandıran ya da kızdıran şeyleri görmedim. Peki ya neden? Dünyaya yeni gözlerle, hatta yeni merceklerle bakın ve bam -karşınıza yeni bir dünya çıkıyor.
Sayfa 170 - Sel Yayınları
Bir insanın ne kadar basit ya da karmaşık olduğunu kestirmek zordur. Fazla eminseniz, o zaman genelde yanılıyorsunuz demektir.
Sayfa 178 - Sel Yayınları
Reklam
Belki de Morph haklıydı. Bazı insanlar, namuslu davrandığınızı duyunca, sizi buna teşvik eden namussuzluğu bulmaya çalışıyor. "Bu işten kazancı ne?" tutumuna, kendi hayatlarını bir poker eli gibi gibi oynayan insanlarda özellikle rastlanıyor olmalı.
Sayfa 174 - Sel Yayınları
Acaba insanlar neden düşünecek vakitleri olmadığını söylüyor? Şahsen ben iki kat düşünebiliyorum. Sebsezleri tartmak, günü müşterilerle geçirmek, Mary'yle tartışmak ya da sevişmek, çocuklarla uğraşmak; bunların hiçbirinin ikinci ve her daim süren bir düşünce, merak ve varsayım katmanını engellemediğini görüyorum ben. Kuşkusuz bu herkes için geçerli olmalı. Belki düşünecek vakti bulamamak, düşünmek istememek anlamına geliyordur.
Sayfa 233 - Sel Yayınları
Şimdi de New Brayton yavaş yavaş, ölçülüp biçilmiş bir şekilde kuşatılıyordu ve kuşatmayı başlatan şerefli insanlardı. Başarılı olurlarsa yozlaşmış değil, akıllı sayılacaklardı. Peki sürece göz ardı ettikleri bir öğe karışsa, bu ahlaksızca ya da namussuzca bir hareket mi olurdu? Bence bu, hareketin başarılı olup olmayacağına bağlı. Çoğu kimse için başarı asla kötü sayılmaz. Hitler durdurulamaz bir şekilde, muzaffer bir edayla hareket ettiğinde birçok şerefli insanın onda nasıl meziyet arayıp bulduklarını çok iyi hatırlıyorum. Mussolini de trenleri vaktinde kaldırmıştı, Vichy de Fransa'nın iyiliği için düşmanla işbirliği yapmıştı, Stalin de başka her ne olursa olsun , güçlüydü. Güç ve başarı ahlakın üstündedir, kınamanın da ötesinde. O halde demek ki ne yaptığınız değil, nasıl yaptığınız ve adını ne koyduğunuz önemli. İnsanın içinde, derinliklerinde bir denetleme mekanizması var mı; insanı durduran ya da cezalandıran bir mekanizma? Görünüşe göre yok. Sadece başarısızlık cezalandırılıyor. Aslında suçlu yakalanmadığı takdirde hiçbir suç işlemiş değildir.
Sayfa 234 - Sel Yayınları
Çoğunlukla insanlar kendilerinden başka kimseye merak duymazlar. Bir keresinde, İskoç asıllı, Kanadalı bir kız, onu etkileyen bir hikaye anlatmıştı bana; anlatışı da beni etkilemişti. Gelişme döneminde, tüm gözler üzerinde olduğu, üstelik art niyetli bir biçimde üzerinde olduğu için kah kızarır kah gözyaşlarına boğulur kah tekrar kızarırken, acı çektiğini gören kuzey İskoçyalı büyükbabası sertçe şöyle demiş: "İnsanların sana ne kadar az kafa yorduklarını bilseydin hakkında ne düşündüklerini bu kadar takmazdın." Bu, kızı iyileştirmişti; hikayeyi duymakta beni mahremiyetin var olduğuna inandırmıştı çünkü büyükbabanın söylediği doğru.
Sayfa 266 - Sel Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.