Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kem Gözlere Anadolu

Elif Şafak

Kem Gözlere Anadolu Sözleri ve Alıntıları

Kem Gözlere Anadolu sözleri ve alıntılarını, Kem Gözlere Anadolu kitap alıntılarını, Kem Gözlere Anadolu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zulüm dediğin hiçbir kaba sığmaz ; Ve hiç kimse ateşin sahibi olamaz.
Dalgasız Denizlerde Kumdan Fetvalar
Bu kentten insanlar geldi geçti ; atkılar susuz, çetelesiz. Yeşil gözlü nice saz buralarda sürüklendi tellerinden, acemi dikişlerle yağmalandı farklı yörelerin türküleri, kırık ezgiler serpildi evlerin damarına. Bunca zaman sonra bugün bile yağmurun yağmasıyla birlikte çoğalan, yankılanan ve aynı coşkuyla darmadağın olan ezgiler. Kimi zaman akan kanı durduramaz oldu gökteki pamuk tarlası ; gökkuşağının, kırmızıdan başka renk görmediği günler çok oldu. Meydanlarda davul tokmaklarına bakakaldı, aslanların bedenleri; ve rüzgar nazar boncuklu beşikler aramadı onları usul usul sallamak için.
Sayfa 46 - evrensel kültür kitaplığı, mart 1994Kitabı okudu
Reklam
Kınalı Gecenin Bekareti
Şafak sökerken denizden bir kadın çıktı. Şalvarında taşıdığı yükleri birer birer silkeledi şehrimize ; yeşile çalan gözler, deniz yıldızları ve batık gemilerde nefessiz kalan dalgıçlar döküldü ayaklarımızın dibine. En son bir de incir ağacı düştü yere ; yapraklarında süt ve yosun ve tarçın kokusu vardı. Denizden çıkan kadın, fark etmeden yerlere saçtığı yakamozları birer birer kucaklayıp dokunaklı oklayışlarla yeniden suya bıraktı hepsini. Ve her bir adımını, sanki hâlâ denizdeymişçesine o mavi boşluğa sallayarak, sessizce karıştı koca kentin akışına. İncir ağacı arkasından bakakaldı.
Sayfa 27 - evrensel kültür kitaplığı, mart 1994Kitabı okudu
Ceviziçi Tahir mum satmayı sever miydi acaba? Yanıtını kendi de bilmezdi ki; sorularına karşılık aramazdı da zaten. Ama mumlarını severdi. Bazen, bir mum kadar cılız görürdü kendini; bir mum kadar yalnız. Geceleri, kayıp giderdi İstanbul'un avuçlarından; damla damla erirdi düşlerinde. Ve bir mum gibi boğuşurdu karanlıkla; kendine ışık veremeden.
Sayfa 21 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Neden bu kadar tedirginiz? Omuzlarımız eziliyor maskelerin altında.
Sayfa 35 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Kahve bir yudum dostluktu onlar için; bir küçük silleydi yaşamın tekdüzeliğine vurulmuş. Nice cezalar verilmiş, nice kelleler kesilmişti bu yüzden. Yine de terk edilmemişti kahve; yine de küstürülmemişti, çok aşık usandıran bu Yemenli sevgili.
Sayfa 22 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Reklam
Koca kentin vaktinden önce yaşlanmış gökyüzü, çattı kaşlarını; kaçınmadı hışmımızdan. Sapanlarımızı, gökyüzüne çevirdik bu kez; bir bulut yaralandı başından.
Sayfa 32 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Kirpiklerini azarlayıp, bir kez olsun baksaydı karşısındaki yorgun yüze, fark ederdi belki de, başkalarına öykülerini anlatanların, kendi içlerinde ne kadar yalnız olduklarını.
Sayfa 22 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Sarı Sızı
Erkek, ucu kırık bir kalemle beynine çizdi kadının gidişini. Bir su damlasıyla yoğurdu zamanı ; henüz yaşanmamış ne varsa usulca içine akıp dipsiz bir göle dönüştü bağrında. .... O gece yağmur yalnızca hapishaneye yağdı. Cam buğulandı. Sonra onlar sustu, avluda birikti öyküleri.
Sayfa 79 - evrensel kültür kitaplığı, mart 1994Kitabı okudu
Toprağın Altında Dönen Rüzgargülüne Övgü
Burada bir şeyler yanlış gidiyor çocuk, geceye saklanmış dualar bil ki bu yüzden. Burada kadınlar acıyla sevişip acıyı doğuruyorlar. Suların içinden gelen bebek kızsa eğer inan ki dört yönlü bir ağıt yakılıyor. Ve her ağıt dalgaların parçalandığı an kalene alınmış bir şiir gibi bitimsizce uzuyor karanlıkta. Her gece bir küçük yürek, bal rengi bir kayık acı çekiyor çocuk, ağlayamaması bil ki bu yüzden.
Sayfa 64 - evrensel kültür kitaplığı, mart 1994Kitabı okudu
Reklam
Farelerin İntiharında Şiirsellik Aranırsa
Oysa severdim ateşi. Sarının ellerinde biçimlenen renklere tutkundum ve ne zaman yüzüme yayılsa o sıcaklık yepyeni bir insan bulabilirdim gökyüzüne uzamaya çalışan her alevde. Her şey o gün başladı, diyebilmek isterdim ama başlangıcı olmadı bu öykünün. Yalnızca bir zaman geldi ki çoğaldı korkunun harfleri, satırlara sığmaz oldu.
Sayfa 12 - evrensel kültür kitaplığı, mart 1994Kitabı okudu
Tuğralı Öykülerin Son Kuşları Göçünce
Ceviziçi Tahir mum satardı İstanbul sokaklarında. Durgun ve ağır adımlarla dolaşırdı, bir yanını gizlice kanatan şehrin daracık sokaklarında. Ceviziçi Tahir mum satmayı sever miydi acaba? Yanıtını kendi de bilmezdi ki, sorularına karşılık aramazdı da zaten. Ama mumlarını severdi. Bazen bir mum kadar cılız görürdü kendini, bir mum kadar yalnız. Geceleri kayıp giderdi İstanbul 'un avuçlarından, damla damla erirdi düşlerinde ve bir mum gibi boğuşurdu karanlıkla; kendine ışık vermeden.
Sayfa 21 - evrensel kültür kitaplığı, mart 1994Kitabı okudu
Hicaz Makamı Pembelik
Bir mendil gibi değil, ne de sapanlara hedef olan bir serçe gibi... hayvansı bir hırıltıyla düşüyor çocuk; döne döne, savrula savrula. Kaskatı bir yumak gibi çözülüyor bedeni; düştükçe küçülüyor, küçüldükçe hafifliyor. Ve kenar mahallede kağıt helva satan kör bir adamın tabelasına indiğinde kıpkırmızı bir lekeye dönüşecek kadar ufalmış oluyor. *** Mantı tepsilerine serilen gazetelerde, aceleye getirilmiş, kısacık bir haber geçiyor; satırları simsiyah bantlarla saklı, pespembe bir tecavüzün öyküsü. Bense bu aralar dışarıya çıkmıyorum pek fazla. Zihnime üşüşen fikirleri kesekağıtlarına yazıp kağıttan kayıklara çeviriyorum bütün şiirlerimi ; her biri sulara aç, dibe çökmeden batmakta ısrarlı. Gündüzlerle bir alıp veremediğim yok ama geceler... hain, kabuslu, unutturmamakta kararlı. Ve ne zaman bir kağıt helva görsem haşarı çocukların elinde, çatlıyor kabuk, kan sızıyor.
Sayfa 11 - evrensel kültür kitaplığı, mart 1994Kitabı okudu
İsmi çabuk yayılan rahat edemezmiş bu topraklarda; döşeğini göçlere hazırlarmış.
Sayfa 23 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Topal Kartallara Tarihsiz Avcılar
Bu evde kalan her kadın uyanır uyanmaz ilk iş aynaya bakar. Çünkü geceden kalma hayalleri bir çırpıda tuzla buz eden bir tek aynalardır, en iyi onlar vurur yüzümüze kim olduğumuzu ve niçin yaşadığımızı.
Sayfa 81 - evrensel kültür kitaplığı, mart 1994Kitabı okudu
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.