Bir deli tımarhaneden kaçar ve Doğu’da, yeni atanan kaymakamın beklenmekte olduğu bir ilçeye gelir. İlçe halkı, onu bekledikleri yeni kaymakam zanneder. Deli hiç bozuntuya vermez, makamına oturur ve çalışmaya başlar. O güne kadar savsaklanan tüm işleri deli cesaretiyle teker teker kotarır, kimseye göz açtırmaz. Talana, yalana-dolana, tembelliğe son verir. Ama hep bir acelesi vardır. Tüm hedeflerine buzlar çözülmeden ulaşmak istemektedir. Çünkü buzlar çözülüp yollar açıldığında, zaptiyeler gelip tımarhane kaçkınını yakalayacaklardır.. Baharın gelmesiyle buzlar erir, yollar açılır, esas kaymakam ve zaptiyeler ilçeye ulaşırlar. Ne var ki, deli de çoktan halkın sevgilisi haline gelmiştir.”
Çocukluğundan beri, görmediği vahşet ve ihanet kalmamıştı bu topraklarda, insan ömrü zaten altmış, yetmiş yılda tükeniyordu. Hiçbir şeye değmiyordu, ne acı çekmek ne de acı vermek.