Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

David Barsamian'la Konuşmalar

Kültür ve Direniş

Edward Said

Kültür ve Direniş Gönderileri

Kültür ve Direniş kitaplarını, Kültür ve Direniş sözleri ve alıntılarını, Kültür ve Direniş yazarlarını, Kültür ve Direniş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
talihsizlik
Kalem ve Kılıç başlıklı eserinize yazdığı sunuş yazısında Ekbal Ahmed, "Filistinlilerin talihsizliği tarihte ender rastlanan bir düşman, fiilen uzun dönemler boyunnca acılar çekip zulümler görmüş bir halk tarafından eziliyor olması." demişti.
Sayfa 166
Sömürgeciliğin Vazgeçilmezi
Her imparatorluk iki şey yapar: Kendisinin, bir, geçmişteki imparatorluklara benzemediğini vurgulayarak, iki, yakıp yıkmakla asla alakası olmadığını ileri sürerek, başka halklara aydınlanma ve uygarlık, barış ve ilerleme getireceği vaadinde bulunarak yola koyulur, ama fiilen söylediklerinin tam zıddını yapar.
Sayfa 213
Reklam
"Zaman zaman kendimin... hayatımın uyumsuzluklarıyla birlikte... devinim halindeki akıntılardan bir yumak olduğu hissine kapılırım."
Ben, acı ve ıstırap yaşanmamış tek bir devir dahi bulunmadığına inananlardanım. Demek istediğim, ıstırapların burada başlayıp, şurada sona erdiğini kimse söyleyemez. Acı hep oldu. Acılar halkların (Ermenilerin, Yahudilerin, Filistinlilerin) deneyimlerine kazındı ve hiç kimse ortaya çıkıp, "Tamam, acıdan yeterince bahsettiniz, artık başka bir konuya geçelim" diyecek durumda değil. Şimdilerde birçok insan kölelikten, Holokost'tan, Ermeni soykırımından bahsederken buna benzer şeyler söylüyor. Oysa bir şeyin ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini gösteren bir takvim yok. İnsanların hayatlarına zorla sokulan çarpıklıklar, birçok kuşak fiili acılar çektikten sonra bile hala devam ediyor. Bu tür olaylara bir başlangıç, bir orta dönem ve bir son atfetmek çok güç.
İsrailliler, karşı tarafta kuşaklar boyunca silinmeyecek ölçüde hınç ve nefret birikmesine sebep oluyorlar. Uzun görüşlü bir politikaları yok. ABD'nin kendilerini ebediyen destekleyemeyeceğinin, dünyanın geri kalanının kendilerinin uluslararası hukuku ve BM kararlarını sürgit çiğnemelerine göz yumamayacağının da bilincindeler. Bir gün gelecek, bütün bu yaptıklarının faturası önlerine konacak.
İsrail son elli dört yıldır, Avrupa'da Yahudilerin başına gelen felaketin Avrupalılar, Hıristiyanlar ve Amerikalılarda doğurduğu suçluluk duygusundan muazzam derecede faydalanıyor. Ne yazık ki Yahudilerin yaşadığı felaketin bedelini Filistinliler ödüyor. Bize her zaman Yahudi-karşıtı gözüyle bakıyorlar. Bizim dünyanın en güçlü askeri kuruluşlardan birine karşı fiilen bir şey yapmamız mümkün değilken, Yahudi çocuklarını öldürmekten kaçındığımızı dünya görmüyor mu? Onlara göreyse Filistinlileri öldürmekte bir sorun yok, çünkü onlar Nazi geleneğini devam ettiriyorlar.
Reklam
İnsanları topraklarından söküp başka bir ülkeye götüremezsiniz, ama İsrail tam bunu yapıyor. Hatta tutukluların bazılarının kollarına (Nazilerin Yahudilere yaptıkları gibi) çıkmaz mürekkeple damga vuruldu. israil nükleer bir güç; Amerikan silahlarının en son ve en gelişkin modelleriyle donanmış ve bu haliyle, temelde silahsız bir halka karşı savaşa girişmiş durumda. Buna kendini savunma demek mümkün mü? Benim kanımca, İsrail'in yaptığı, terörizm ve cinayetin dik alasıdır.
İnsanlar hayatlarını sürdürmek için bile savaşmak zorunda.
İslamiyet hakkında kaba genellemelerde bulunmak çok kolaydır. Bu konuda tek yapmanız gereken, New Republic'in hemen her sayısım okumak ve her sayıda İslamiyet'in nasıl radikal kötülükle birlikte anıldığını, Arapların baştan çıkmış bir kültüre sahip olduklarını, vb. görmektedir.
Terörün amacı korku salmaktır, terör ayrım gözetmez ve ona karşılık verme şansınız yoktur. Salt yıkım uğruna yıkım doğurur ve insanları terörize eder. Bu yüzden, onların ve bizim yaptığımız (onlar ve biz kim olursak olalım) bir sürü tatsızlığın birbirine ziyadesiyle benzediği bir zeminde yaşıyor olduğumuzu söylememiz gerekir.
Reklam
’Terörizm’ artık anti-Amerikancılıkla eşanlamlı hale getirilmiş durumdadır; dolayısıyla, giderek ABD’ye karşı eleştirel bir tutum takınmak ve yurtseverce davranmamak dahi ‘terörizm’ kapsamına sokulmaktadır.
ABD'nin gücü, zenginliği ve uzaklığı o kadar büyük boyutlarda ki, çoğu insan ABD adına verilen zararların, yol açılan tahribatların; daha kötüsü, bütün Ortadoğu'da ve İslam dünyasında, ufak bir azınlığın kalıcı egemenliğini güvence altına almaktan başka gaye gütmeyen, çıkarları buna benzer gülünç ve insanlık dışı politikalarla kovalanan bir güç olarak ABD'ye karşı biriken nefretin farkında dahi değil.
Hepimizdeki duygu, bu dünyada tek başına olduğumuz yönünde. Etrafımız kuşatılmış. Bu belirli düşmana karşı yüz yıldır sürdürdüğümüz mücadeleye rağmen, bizim durumumuz dünyanın umurunda değil. Kendi durumumuzu açıklayan başlıca sebep bu.
İşte buradayız, acımasız bir düşman bizi öldürüp duruyor, hepimiz savunma halindeyiz, gençlerimiz tanklara, füzelere ve helikopter makinelerine karşı taş atarak direnmeye çalışıyorlar. Asıl gerçeklik bu.
Bu, iki devlet arasında bir savaş değil. Bu, temelde sömürge ordusuna sahip bir devletin, her türlü kolektif cezalandırma yöntemlerine başvurarak, sömürgeleştirilmiş bir devletsiz halkın üzerine saldırdığı bir savaş.
159 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.